Saturday, December 6, 2014

kladdkaka


kaka isveçce kek, pasta, kurabiye demek. kladd da yapışkan demek. kakaolu, içi yumuşak ve dışı kıtır kıtır bir kek bu. isveçliler kahve yanında çok sever. hatta krem şanti gibi bir krema ile servis ederler.

100 gr tereyağ
2 yumurta
2.5 dl toz şeker
1 yemek kaşığı vanilya
3 yemek kaşığı kakao
2 dl un

tereyağı eritip soğumaya bırakıyoruz.

bir kaba yumurtaları kırıp üzerine şekeri döküyoruz. mikserle iyice karıştırıyoruz. üzerine vanilya ve kakaoyu koyup gene iyice karıştırıyoruz. sonra unu ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz.

bu arada fırını 175 derecede açıyoruz, ısınıyor..

son olarak tereyağı da ekleyip mikserle güzelce karıştırıyoruz. adeta şokella kıvamında bir hamur oluyor.

20 cm'lik bir fırın kabına ya da kelepçeli kek kalıbına hamuru döküyoruz. çok fazla bir hamur olmuyor. kalıbın tamamını kaplamıyor gibi oluyor. kalıbı sağa sola eğerek her tarafa yayılmasını sağlayabilirsiniz.

ısınmış fırında 20 dakika pişiyor. kesinlikle daha fazla değil. hatta 1-2 dakika daha az pişirirseniz içi daha yapışkan oluyor.

harika bir kek. o kadar da basit ki. kremasız yedik biz. biter bitmez yeniden mi yapsam diye düşünüyor insan :)

Saturday, November 29, 2014

simit


3 dl su
7 dl un
1.5 çay kaşığı tuz
3 çay kaşığı kuru maya

üzeri için
pekmez
susam

malzemeleri yukardaki sırayla ekmek makinasının haznesine koyup hamur programını çalıştırıyoruz. yaklaşık 1.5 saatlık programda makina hamuru yoğuruyor ve mayalandırıyor.

hamuru elle de yoğurmak mümkün tabii. yoğurup üzeri kapalı 1 saat dinlendirebilirsiniz bu durumda.

sonra hamurdan yumurta büyüklüğünde iki parça alıp elimizle mutfak tezgahında ya da masada yuvarlayarak silindir şeklinde uzatıyoruz. iki parçayı birbirine dolayıp iki ucunu birleştirip halka yapıyoruz.

bir tabağa biraz pekmez döküp az suyla sulandırıyoruz. bir tabağa da susam döküyoruz.

halka yaptığımız her bir simiti önce pekmeze batırıp sonra susama buluyor ve yanmaz kağıt koyduğumuz fırın tepsisine yerleştiriyoruz. tüm simitleri aynı şekilde hazırlıyoruz. bu ölçülerle sokak simitinden biraz küçük 5 simit oldu.

180 derece fırında simitler kızarana kadar pişiriyoruz.

çok basit bir tarif. simitler çok güzel oldu :)


Tuesday, November 25, 2014

göce köftesi


halk dilinde göcü köttüsü yani göce köftesi afyon yöresine ait bir yemek..

sevgili arkadaşım ayça'nin annesi ile birlikte yaptık, yedik. işte size tarif..

1 su brd ince bulgur
1/2 su brd göce, aşurelik bulgurun ince öğütülmüşü (eğer bunu bulamazsanız gene ince bulgur)
1 yemek kaşığı tarhana
1 yemek kaşığı nane
1 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta
un

sosu için
1 soğan
zeytinyağ
domates salçası
nane

üzeri için
sarımsaklı yoğurt
nane

bulgur, nane, tuz ve tarhanayı bir kapta üzerine çıkacak kadar kaynar su ile ıslatıyoruz. üzerini kapatıp yaklaşık 1 saat bekletiyoruz.

sonra bulgurların üzerine yumurta kırıp, elimizle biraz un serpiştirip hamur gibi yoğurmaya başlıyoruz. sürekli azar azar un ve su katarak ve bulguru yoğurarak yumuşak bir hamur elde etmeye çalışıyoruz.

hamur hazır olunca avcumuza yumurta büyüklüğünde bir parça alıp iki elimizle silindir gibi yapıp ucundan koparttığımız küçük parçaları ıslattığımız avuç içimizde yuvarlıyoruz. hafif unlanmış bir tepsinin içine yanyana bilye büyüklüğündeki köfteleri diziyoruz. bu iş sırasında yanımıza aldığımız bir kase su ile sıksık avuç içimizi ıslatıyoruz.

bütün köfteler hazır olduğunda bir tencerede hafif tuz attığımız kaynar suya köfteleri teker teker atıp mantı gibi haşlıyoruz. 15-20 dakika yetiyor.

biz de bu sırada köftenin sosunu hazırlıyoruz..

soğanı ince ince yemeklik doğruyoruz. zeytinyağda az tuzla iyice kavuruyoruz. salça ve nane ekleyip sosumuzu hazırlıyoruz.

haşladığımız suyun içinde demlenen köfteleri hafif sulu bir şekilde tabaklara koyuyoruz. tıpkı mantı gibi üzerinde yoğurt ve salça sosu ile servis yapıyoruz. en üste gene bol nane koyuyoruz.

mantı ve köfte arası harika bir yemek :)


Wednesday, November 19, 2014

zencefilli kurabiye


bu bir yılbaşı zamanı isveç klasiği. yeni yıla daha vakit var ama şimdiden marketlerde görülmeye başladı. pepparkaka büyük kutuların içinde satılan incecik kurabiye-bisküvi arası birşeydir. genelde kalp şeklinde oluyor ama çocuk şeklinde olanları da var. geçenlerde bu kalıpları aldım bir yerden. öyle olunca da aklıma takıldı bu kurabiyeler. daha önce hiç kullanmamıştım, evde toz zencefil yoktu. bugün alınca artık daha fazla dayanamadım ve bu akşam ada ile bu kurabiyeleri yaptık :)

1/2 cup tereyağ (120 gr)
1/2 cup toz şeker (100 gr)
1/2 cup pekmez (120 ml)
1 yumurta sarısı
1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
1/2 tatlı kaşığı karbonat
1/2 tatlı kaşığı toz tarçın
1/2 tatlı kaşığı toz zencefil
un

önce tereyağını eritip sıcak sıcak şekerle karıştırdım. çırpma teliyle iyice çırptım şeker erisin diye. sonra üzerine malzemeleri yukardaki sırayla koyup karıştırmaya devam ettim.

kaşık kaşık un ekledim. kek hamuru kıvamından çıkıp daha katı kurabiye hamuru haline geldi. oldukça yağlı bir hamur olduğu için hep çok yumuşak oluyor zaten. fazla un koyup çok katı olmasını beklemeyin.

daha sonra hamuru mutfak tezgahına alıp hem merdane hem de elle açarak yarım santim inceliğine getirip hamur kalıplarıyla kestim. daha doğrusu ada ile kestik.

hamuru tek ve büyük bir plaka haline getirmeyip daha küçük parçalarla aynı işlemi pek çok kez yaparak devam ettim.

kurabiyeleri yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine dizdim. önceden ısıtılmış 175 derece fırında 10-15 dakika piştiler. kurabiyeler ince olduğu için çok çabuk pişiyorlar. yanmamasına dikkat etmek lazım.

kıtır kıtır ve mis kokulu, isveç'teki adıyla pepparkaka'larımız hazır olmuş oldu :)

Wednesday, August 27, 2014

peynirli kek


1 su bardağı lor peyniri
1 su bardağı yoğurt
1/2 demet ince doğranmış dereotu
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karbonat
1 çay bardağı zeytinyağı
2 yumurta, birinin sarısı ayrılacak
un

tüm malzemeler ölçülü, un hariç. unu göz kararı koyacaksınız. normal bir kek hamurundan çok daha katı oluyor bunun kıvamı.

tüm malzemeleri karıştırıp sonra herhangi bir kek kalıbına doldurup ayırdığımız yumurta sarısını da fırça ile üzerine sürüyoruz.

180 derece fırında pişiyor.

Sunday, August 17, 2014

erik reçeli




bu şehirde merkezden çok uzaklaşmadan da bahçeli evde yaşamak ve doğa ile iç içe olmak mümkün. hem de ne doğa. yanı başınızda orman, göl ile birlikte yaşarken bile bir yandan da şehrin en merkezine metro ile yarım saat uzaklıktasınız.

bikaç gün önce bir arkadaşımın annesinin evine gittik. ana karanın hemen yanındaki büyük adalardan birinde oturuyorlar. bahçelerinden erik ve elma topladık. erikler minik ve minik ve çok güzeldi. reçel yapmak geldi aklıma. internette bakındım biraz. çok basit bir tarif buldum. deneyenler de memnun kalmışlardı. ben de denedim. gayet güzel bir reçel oldu. kış için bir kavanoz mis gibi reçelimiz var şimdi.

750 gr erik
2 su bardağı şeker
1.5 su bardağı su
1 çorba kaşığı limon suyu

su bardağım çok büyük bir bardak değildi. su ve şekeri bir tencereye koyup ocakta kaynamaya bıraktım. bu sırada da yıkanmış erikleri önce ikiye ayırıp sonra çekirdeğini çıkarıp yarıdan tekrar ikiye böldüm.

şerbet hafif koyulaşınca erikleri de içine attım. arada çok hafif karıştırarak erikleri pişirdim. belk daha az pişirsem erikler daha diri duracaktı ancak biraz sulu oldu gibi geldi. reçelin koyulaşmasını bekledim ve bu sırada da erikler epey pişmiş oldu. ocaktan indirmeye yakın limon suyunu da ekledim.

işte bu kadar. çok sıcaklığı biraz geçince kavanoza doldurdum. soğuyunca da kapağını kapatıp dolaba kaldırdım.

küçük bir kase reçeli ise 5 çayında pişi ve beyaz peynirle yedik..

Tuesday, August 5, 2014

kuşkonmazlı pizza


25 gr kuru maya (2 paket kullandım)
2.5 dl ılık su
1 çay kaşığı tuz
1 yemek kaşığı zeytinyağ
6-7 dl tam buğday unu
2 dl creme fraiche
2 dl pizzaya uygun rendelenmiş peynir
1 tatlı kaşığı bal
250 gr taze kuşkonmaz
üzeri için yeşillik

tarifte, pizza illa da domates sosu ile olmak zorunda değil, peynirli bir krema sosu ile de olabilir diyor..

un, tuz, zeytinyağ, maya ve suyu yoğurup yumuşak güzel bir hamur elde ediyoruz. yaklaşık 15-20 dakika yoğuruyoruz. sonra üzerini örtüp yarım saat kadar hamurun kabarmasını bekliyoruz.

hamuru unlu bir zemine alıp ikiye bölüyoruz. düz yemek tabağından daha büyük olacak kadar açıyoruz. hem elle hem de merdane ile şekil verdim. sonra yapışmaz kağıt serdiğimiz fırın tepsisinin üzerine koyuyoruz.

creme fraische, peynir ve balı bir kapta karıştırıyoruz. yarısını ilk pizza hamurunun üzerine sürüyoruz.

kuş konmazların da yarısının sap kısımlarının en kalın yerlerini kesip atıyoruz. çok kalınları varsa onları da boylamasına ikiye bölüyoruz. sonra iki üç parçaya bölüp pizzanın üzerine serpiştiriyoruz. üzerine de karabiber ekiyoruz.

225 derece fırında 15-20 dakika pişiyor. peynirler kızarmaya başlayınca çıkartıyoruz.

ilk pizza pişerken ikinci hamurumuzu da hazırlıyoruz. kalan malzemeleri pizza hamuruna yukardaki gibi yerleştiriyoruz. hemen arkasından ikincisini de pişiriyoruz. iki pizzayı arka arkaya aynı tepside pişirdim. pizzalar kocaman oldu. aynı tepside pişmeleri mümkün değildi.

fırından çıkan pizzanın hafif soğumasını bekleyip minik ıspanak ve bir çeşit roka karışımı yeşilliklerle süsledim. kolay bir vejeteryan pizza oldu.

Sunday, July 27, 2014

irmik helvası


1.5 su bardağı irmik
100 gr tereyağ
1 avuç dolmalık fıstık
1 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı su

önce irmik, tereyağ ve fıstıkları kısık ateşte 45-50 dakika tahta bir kaşıkla kavuruyoruz. fıstıklar da irmik de pembeleşiyor.

sonra üzerine sırasıyla şeker, süt ve suyu ekleyip karışım iyice fokurdayana kadar karıştırıyoruz. irmikler hafif suyu çekince üzerini kapatıp ocağın da altını kapatıyoruz. öylece yarım saat kadar bekleyip demleniyor helva. irmikler de suyu tamamen çekip yumuşuyor.

kapağı açtığımızda helva tek parça gibi duruyor ama kaşıkla karıştırınca irmiklerin tane tane ayrıldığını ve çok başarılı bir irmik helvası yaptığınızı görüyorsunuz.

Thursday, July 24, 2014

köfte



500 gr kıyma
1 büyük soğan
bir avuç maydanoz
1 dilim ekmek
2 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı kekik
tuz, karabiber

ekmeğin kabuğunu çıkartıp, ıslatıp, suyunu sıkıp ufalayın. soğanı incecik doğrayın. eğer soğan büyük doğranırsa kızartma aşamasında dağılıyor. benim gibi küçük doğramayı beceremiyorsanız rendelemekte fayda var. maydanozun sadece yapraklarını da incecik kıyın.

köfteyi yoğuracağımız kaba kıymayı, yukardaki malezemeleri, tuz ve karabiberi, baharatları koyup 10-15 dakika yoğuruyoruz. kıyma hamur gibi yumuşacık oluyor.

köfte harcından ceviz büyüklüğünde parçalar alıp avuç içinde de yoğurup, yuvarlayıp, yassı şekil veriyoruz.

köfteleri kızartacağımız tavanın tabanını kaplayacak kadar zeytinyağ döküp, yağ kızdıktan sonra köfteleri diziyoruz. her iki tarafını da kızartıyoruz.

köftenin de tarifi mi olurmuş demeyin. ekmekli-ekmeksiz, yumurtalı-yumurtasız, şu baharatlı, bu baharatlı, çeşit çeşit köfte tarifi var.

sevgili mutfak'tan okuduğum bu tarifle köfte çok lezzetli oldu..

Tuesday, July 22, 2014

pazılı gül böreği



canım arkadaşım, ödüllü yemek yazarı arzu aygen'in yeni kitabı çıktı: sevgili mutfak. ve bu da kitaptan denediğim ilk tarif. ne kadar güzel olduğunu sanırım fotoğraflar da anlatıyor.

burda pazı olmadığı için ben ıspanak ile yaptım. fırın tepsisinde değil de cam bir kapta yaptığım için de yoğurtlu karışımı ve ıspanaklı harcı daha az hazırladım. ama size kitaptaki tam ölçüleri ile yazıyorum tarifi.

4 hazır yufka
1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir
çörek otu

pazılı harç:
1 kg pazı
2 orta boy soğan
1/2 çay bardağı zeytinyağ
tuz, karabiber

yoğurtlu karışım:
2 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı zeytinyağ
1 yumurta

incecik doğradığımız soğanları kalın tabanlı bir tavada biraz tuz ve zeytinyağ ile kavuruyoruz. sonra iyice yıkayıp kabaca doğradığımız pazı ya da ıspanağı ekliyoruz. suyunu çekene kadar pişiriyoruz. karabiber de ekleyip ocaktan alıyoruz.

bir çanağın içinde yoğurtlu karışımın tüm malzemesini karıştırıyoruz.

tüm yufkaları tamamen açarak üst üste mutfak tezgahına serin. önce hepsini topluca ikiye katlayıp yarım daire şekline getirin. sonra bu yarım daireyi de yarısından katlayın. elde ettiğiniz parçayı tam ortasından uzunlamasına bıçakla kesin. her bir yufkayı 4 eşit parçaya bölmüş olacaksınız.

bir parça yufkayı alın. üzerine 1 çorba kaşığı yoğurtlu karışımdan sürün, kaşığın tersiyle her tarafına yayın. elinizle yufkanın sağına soluna biraz pazılı ya da ıspanaklı harçtan biraz da peynirden serpin. yufkanın geniş yerinden başlayarak fazla sıkıştırmadan rulo biçiminde sarın. sonra bu ruloyu bir ucundan başlayarak kendi etrafında döndürün, gül biçimi verin. yağlanmış tepsiye yanyana dizin.

kalan yoğurtlu karışımı, kalmadıysa sadece yoğurt sürebilirsiniz, böreklerin üstüne sürün. son olarak üzerlerine çörekotu serpiştirin.

200 derece fırında 40-45 dakika, böreklerin üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

bu böreği yıllar önce öğrenci evinde kıyma ile yapar, sonra üzerine sarımsaklı yoğurt ve salça sosuyla yerdik. adı da sosyete mantısı idi. benim için ev yapımı mantı ile kıyaslanacak güzellikte bir şeydir bu. bir süredir düşünüyordum şu sosyete mantısını denesem diye. sevgili mutfak'ta gül böreği tarifini görünce hemen yapmaya karar verdim. hazır evde türkiye'den getirdiğim yufka ve keçi peyniri de varken.

ve son olarak belirtmek isterim ki sevgili mutfak, mutfağa giriş yapmak isteyenler, zaten mutfakta olup da elinin altında iyi bir kitap bulunsun isteyenlerin mutlaka edinmesi gereken bir kitap. künyesinde bana da yer verilen bu güzel kitabı gururla sunarım..



http://www.idefix.com/kitap/sevgili-mutfak-arzu-aygen/tanim.asp?sid=SPWFJNGNJM6MPRR4XKYM

Wednesday, July 16, 2014

köz kırmızı biberli peynirli çörek


çok şahane birşey oldu bu çörek..

1.5 tatlı kaşığı kuru maya
1 tatlı kaşığı bal
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay bardağı zeytinyağ
3 çay bardağı yoğurt
un
10 közlenmiş kırmızı biber
1 büyük su bardağı ufalanmış keçi peyniri veya beyaz peynir
çörekotu

bir fırın kabında ızgarada önce biberleri közlüyoruz. o sırada da hamuru hazırlıyoruz.

maya ve balı yarım çay bardağı ılık su içinde eritiyoruz. 3 su bardağı kadar unu hamuru yoğuracağımız kabın içine alıp ortasını çukur biçimde açıyoruz. unun ortasına zeytinyağ, yoğurt, tuz ve mayalı karışımı ilave ediyoruz. parmak uçlarımızla yavaş yavaş karıştırıyoruz. bir yandan da un ekliyoruz. elimize yapışmayacak bir hamur oluyor. üzerini örterek 1 saat kadar mayalanmaya bırakıyoruz.

hamur dinlenirken közlediğimiz biberlerin kabuklarını soyuyoruz, kabaca doğruyoruz. elimizle ufaladığımız peynirle karıştırıp harcımızı hazırlıyoruz.

hamur mayalandığında acuç içi kadar parçalar kopartıp düz bir tabak üzerinde 10-12 cm çapında daire biçiminde açın. biberli harçtan bir kaşık dolusu ortasına koyup hamurun kenarlarını harcın üzerinde toplayın. elinizle büzgü büzgü yapıp ortasını harç görünecek şekilde açık bırakın.

yağladığınız ya da benim gibi yapışmaz kağıt serdiğiniz fırın tepsisine dizin. tarif 24 adet çörek çıktığını söylüyordu. ben en baştan bölmedim. benden de 21 tane çıktı.

üstlerine çörekotu serpip 200 derece fırında 25-30 dakika pişirin. çöreklerin pembeleştiğini ve ortadaki delikten de peynirlerin güzelce piştiğini görünce fırından çıkartın.

yanında çayla afiyetle yiyin.


tarif gene aynı harika kitaptan: beyaz unsuz şekersiz hamur işleri. dolayısı ile belirtmeliyim ki beyaz değil tam buğday unu ve tuz olarak da deniz tuzu kullanılmıştı. ben de deniz tuzu kullandım ancak evde esmer un olmadığı için beyaz unla yaptım. kitabı da hamur işi yapmayı seven herkese tavsiye ederim. http://www.idefix.com/kitap/beyaz-unsuz-sekersiz-hamur-isleri-uc-beyazsiz-ilk-yemek-kitabi-arzu-aygen/tanim.asp?sid=R8O5WVZVWU6UGK2ZPLC5

Tuesday, July 15, 2014

pişi


bu tarifi izmirli 25 yıllık arkadaşım tuba'dan kaptım geldim. ben henüz makarna bile yapmamışken o çok güzel kakaolu kek, kısır yapardı. ayvalık'ta zaman rüzgar gibi geçti gene..

1 çorba kaşığı maya
1 tatlı kaşığı şeker
1 su bardağı ılık süt
1/2 çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı zeytinyağ
un

maya ve şekeri karıştırıp az ılık su ile ıslatıyoruz. 20 dakika bekleyip kabarıyor.

süt, tuz, zeytinyağ ekleyip elimize yapışmayacak kıvamda bir hamur oluncaya kadar un koyuyoruz. yoğurup üzeri kapalı gene 20 dakika bekletiyoruz. bu sefer de hamur kabarıyor.

sonra bol kızgın sıvıyağda avuç içi kadar,
iki elimizle yassı hale getirdiğimiz parçaları kızartıyoruz.

sıcak sıcak ve afiyetle yiyoruz.

Sunday, May 11, 2014

meyveli pasta


çok basit bir pasta. kekini yatay olarak ortadan ikiye kesip ortasına da meyve ve krema koymak mümkün ama ben öyle yapmadım. tarif öyle idi.

220 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
2.25 dl toz şeker
4 yumurta
4 dl un
1 yemek kaşığı kabartma tozu
1/2 çay kaşığı tuz
5 dl taze krema

önce tereyağ ve şekeri mikserle karıştırıyoruz. tereyağı dolaptan çıkar çıkmaz kullanırsanız karıştırmak zor olur. dışarda biraz yumuşasın. sonra yumurtaları birer birer kırıp gene mikserle iyice çırpıyoruz.

tüm kuru malzemeyi katıp br kaşık yardımıyla hepsini karıştırıp kelepçeli kalıba döküyoruz. çok sıvı ve akışkan bir hamur olmuyor. kalıbın içine gene kaşık yardımıyla yerleştirmek ve üzerini düzeltmek gerekebilir.

160 derece fırında 30-40 dakika pişiyor.

kek soğuduktan sonra kremayı mikserle çırpıp krem şanti kıvamına getiriyoruz. meyvelerimizi hazırlıyoruz. ben çilek ve böğürtlen kullandım.

keki servis tabağına alıp her tarafını krema ile kaplayıp üzerini de meyvelerle süslüyoruz.

işte bu kadar..

Tuesday, May 6, 2014

taze zencefilli mercimek çorbası


bildiğiniz mercimek çorbası aslında bu. tek farkı içine rendelenmiş taze zencefil koyuyoruz. hem lezzet katıyor hem de zencefilden faydalanmış oluyoruz..

1 su bardağı kırmızı mercimek
1 soğan
1 havuç
1 patates
1 yemek kaşığı salça
zencefil
zeytinyağ
tuz, karabiber, kimyon

soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında çok az kavuruyoruz. salçayı da bu esnada katıyoruz. havuç ve patatesi ister rendeleyin, isterseniz küçük küçük doğrayın. sebzeleri, yıkadığımız kırmızı mercimekleri de tencereye koyup son olarak soyulmuş ve gene rendelenmiş taze zencefili ekliyoruz. çok büyük olmayan bir tencere çorbaya 4-5 cm uzunluğunda bir zencefil koydum. hiç acı olmadı. tadını almak için daha fazla koyabilirsiniz ama biraz da acılığı olabileceğini hesaba katın o durumda.

tencereye çorba olacak miktarda sıcak su da ekleyip pişiriyoruz. tuz, karabiber ve kimyon da ekliyoruz.

mercimek çorbasını pürüzsüz sevenler blendırdan geçirebilir. ben pürüzleriyle seviyorum :)

Friday, May 2, 2014

bruschetta



gelelim sadede. ciabatta yapmamın asıl nedeni bruschetta'ya ulaşmaktı sevgili izleyiciler..

her ikisi için de ilhamı verense mini malta gezimiz oldu. italya'nın başka bölgelerine daha önce yaptığım yolculuklarda olduğu gibi gene, oralara ait olmadığım gerçeği fena halde yedi bitirdi beni. italya, italyan kültürü, mutfağı, mimarisi, havası, suyu, dünya üzerinde bir başka dünya bence. malta italya değil güya ama çok italyan..

kuzeydeki gerçeklere geri dönersek durum çok da kötü değil. en azından başarılı bir ciabatta yapım aşaması sonrası harika bruschettalar yedik :)

iki farklı çeşit yaptım..

ilkine 1/2 soğan, 2 diş sarımsak, 1 büyük domates, 1 mozarella peynir, 1 avuç kıyılmış maydanoz koydum. soğanı mümkün olduğunca minik minik doğruyoruz, sarımsağı sarımsak ezeceğinden geçiriyoruz. domates ve mozarellayı da küp küp doğruyoruz. bunları tıpkı salata yapar gibi çukur bir kapta bol zeytinyağı ve biraz balzemik sirke ve tuz ile karıştırıyoruz.

diğerine ise gene küp küp doğranmış 1 domates, 1 mozarella peynir, 1 avokoda, tuz, karabiber, zeytinyağ ve balzemik sirke koyuyoruz. üzerine de kıyılmış taze fesleğen koymak gerekiyordu ama almayı unuttuğum için fena halde eksik kaldı ama siz unutmayın.

bunları hazırlamadan önce ciabatta ekmekleri dilimleyip fırında önce bir yüzlerini ve sonra da diğer yüzlerini güzelce kızartıyoruz. dışarı çıkartıp biraz soğuduklarında ise bu salata malzemelerini üzerlerine döşüyoruz. kaşıkla malzemeleri yerleştirirken bir yandan da her bir dilimin üzerine kabın dibindeki zeytinyağından da gene kaşıkla ekstra koyuyoruz. kızarmış ekmekler zeytinyağ ile yer yer yumuşuyor.

bu harika başlangıç yemeğini sadece çorba yaptığınız hafif bir akşam yemeğine hazırlayabilirsiniz. ya da şarap yanında da iyi gidiyor. insan yemeğe doyamıyor. kesin bilgi..

Tuesday, April 29, 2014

ciabatta ekmek


işte ustalık eserim. başka da birşey söylemiyorum..

450 ml su
5 yemek kaşığı zeytinyağ
2.5 çay kaşığı tuz
760 gr un
2.5 çay kaşığı kuru maya

hamuru ekmek makinasında hazırladım. ama elle de yapmak mümkün. malzemeleri yukardaki sırayla koyuyoruz ve hamur programında 1 saat yoğruluyor. 1 saat boyunca yoğurmuyor tabii makina da, arada duruyor, mayalanmayı başlatıyor, vs.

1 saat sonra hamuru makinadan çıkartıp ekmeklerimizi yapıyoruz. ben önce ikiye böldüm. parçalardan birini büyük bir ekmek yaptım. diğer parçayı da dörde böldüm. siz de nasıl isterseniz o şekilde yapabilirsiniz. ekmek kitabı sekize bölün diyordu mesela.

ekmeklerin önünü ve arkasını hafif unlayıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye diziyoruz. hamur 1 saat daha mayalanıyor. bunun için de fırını en düşük derecede 30-40 saniye açık tutup çok hafif ısınmasını sağlayıp kapattım. ekmekleri fırının içinde bu şekilde beklettim. üzerini kapatmadım. eğer dışarda bir yerde mayalandıracaksanız üzerini bir bezle kapatmanız gerekiyor. bir de hamuru makinada değil de kendiniz yoğuracaksanız mayalanma için daha uzun süre tutabilirsiniz.

1 saat sonra bir fırçayla üzerlerine çok hafif zeytinyağ sürdüm ve 240 derece fırında 20 dakika piştiler.

tepsinin bir köşesine içi su dolu küçük bir de fırın kabı yerleştirmeyi unutmayın. ben silikon muffin kalıbını kullandım bu iş için.

pişerken fırından çıkan harika kokuları tahmin bile edemezsiniz. ekmeklerin hem kıvamı, hem de kokusu, lezzeti beni hayrete düşürdü. velhasılı kelam, çok başarılı bir çalışma oldu.




Sunday, April 27, 2014

kakaolu pofuduk kek


bu keki hep yapıyorum. harika bir tarif. bu sefer yeni aldığım kendinden dilimli kalıpla denedim. gene çok güzel oldu sevgili izleyiciler..

2 yumurta
1 bardak toz şeker
1 bardak süt
1 bardak sıvı yağ
4 çorba kaşığı kakao
7-9 kaşık un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

önce yumurta ve şekeri mikserle çırpıyoruz.

ben keklerde zeytinyağ kullanıyorum. denemenizi tavsiye ederim. sanıldığı gibi ağır filan olmuyor. hatta her yiyen zeytinyağını farkedip, aaaa zeytinyağ mı kullandım, mmmm ne güzel olmuş, diyor.

süt, yağ, kakao, vanilya ve unu ekliyoruz. genelde 8 kaşık un iyi oluyor ama önce 7 koyup, duruma göre bakarsınız. oldukça akışkan bir kek hamuru olacak. mikserle tümünü çırpıp, en son kabartma tozunu da ekleyip şöyle bir karıştırıp kek kalıbına döküyoruz.

180 derece fırında 1 saat kadar pişiyor. içine kürdan ya da bıçak batırarak kontrol edip piştiyse çıkartıyoruz. harika kabarıyor. çok hafif ve basit bir kek.

bu keki geçen sene ada'nın doğum günü pastası için de kullanmıştım. üzerini komple krem şanti ile kaplayıp sonra da minik şekerlemelerle süslemiştim.


Sunday, April 6, 2014

elmalı, tarçınlı kek



2 yumurta
1/2 su bardağı sıvı yağ
1.5 su bardağı toz şeker
4 adet elma
2 su bardağı un
2 tatlı kaşığı karbonat
1/4 limon
1 tatlı kaşığı tarçın
bir çimdik tuz
1 avuç ceviz

elmaları soyup minik minik doğruyoruz. limon suyunu üzerlerine sıkıp karıştırıyoruz.

başka derin bir kapta yumurta, yağ ve şekeri mikserle iyice çırpıyoruz. un, tuz, tarçın ve karbonatı da ekleyip tahta bir kaşıkla karıştırıyoruz. çok koyu kıvamlı bir hamur oluyor. normal kek hamuru gibi akışkan olmuyor. endişelenmeyin.

sonra elmaları da ekleyip gene kaşıkla karıştırıyoruz. kek kalıbımıza döküyoruz ve elimizle ufaladıımız cevizleri de üzerine serpiştiriyoruz.

180 derece fırında yaklaşık 1 saat pişiyor.

harika bir kek oldu. hem çok hafif ve lezzetli, hem de öyle güzel kabardı ki görüntüsü de çok güzel.





Saturday, April 5, 2014

kekikli piliç bonfile



1 paket piliç bonfile (yaklaşık 900 gr'dı benim aldığım paket)
1 adet limon
2-3 diş sarımsak
4-5 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı kekik
tuz, karabiber

derin bir kabın içerisine limon kabuğu rendesi, suyu, ezilmiş sarımsak ve diğer tüm malzemeyi koyup karıştırıyoruz. sonra tavukları da kaba koyup her taraflarını bu sosa buluyoruz.

kapaklı bir tavaya tavukları dizip kapağını kapatarak ve arada çevirerek pişiriyoruz. tavukların her iki tarafı da hafif kızarıyor.

çok basit bir sosla çok lezzetli bir tavuk yemeği oluyor..

Friday, March 21, 2014

şekerpare


hamuru için
250 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
2 yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
2 yemek kaşığı irmik
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı karbonat
1/4 limon suyu
un

şerbeti için
3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
1/2 limon suyu

tüm hamur malzemesini hamuru yoğuracağımız çukur bir kaba koyuyoruz. yumuşacık bir hamur olacak sonuçta. unu yavaş yavaş eklemekte fayda var. çok koyu olmasın sonra.

hamurdan ceviz kadar parçalar alıp elimizde yuvarlayıp üzerlerine hafif bastırıp katı yağ ile yağlanmış tepsiye diziyoruz. üzerlerine de fındık ya da fıstık batırıyoruz. ben fındık kullandım. fındıkları iyice batırıyoruz, piştikçe yukarı çıkıyorlar.

180 derece ısınmış fırında üzerleri pembeleşinceye kadar pişiriyoruz. sonra çıkartıp soğumaya bırakıyoruz.

su, şeker ve limon suyunu karıştırarak pişirip şerbeti hazırlıyoruz.

sıcak şerbeti fırın tepsisinde soğumuş şekerpare kurabiyelerinin üzerine döküyoruz.

sabırsızlık eder de hemen yerseniz şekerparelerin içinin henüz şerbeti çekmediğini göreceksiniz. ertesi güne ideal kıvamda, harika bir şekerpare oluyor.

Saturday, March 8, 2014

kış çorbası


pırasayla yapacak birşeyler bakınıyordum. bu tarifi buldum ama bu kadar basit bir tariften bu kadar harika bir lezzet çıkacağını tahmin etmiyordum. oktay usta'nın bazı tarifleri gerçekten hem basit hem de başarılı.

1 adet pırasa
1 havuç
1 patates
1 kase yoğurt
2 çorba kaşığı un
1/2 limon
zeytinyağ, tereyağ
tavuk suyu ya da bulyon
tuz, kırmızı biber

pırasanın en uçtaki yeşil taraflarını atıp kalanını ince ince ve halka halka doğrayıp güzelce yıkıyoruz. tencerede biraz zeytinyağ ile pırasayı kavurmaya başlıyoruz. sonra üzerine soyulup rendelenmiş patates ve havucu da ekliyoruz. sebzeler kendilerini bırakmaya başladığında çorba olacak kıvama gelecek şekilde sıcak su ekliyoruz. bu suyun bir kısmı et ya da tavuk suyu da olabilir. ben 1 adet tavuk bulyon attım. bu aşamada tuz da ekliyoruz. bulyon kullandıysak tuza dikkat.

su kaynayıp sebzeler iyice pişince terbiyesini hazırlıyoruz.

1 kase yoğurda önce yarım limonun suyunu sıkıp karıştırıp sonra da 2 kaşık un ekleyip bunu da bir güzel karıştırıyoruz. sonra tenceren kaşık kaşık sıcak sudan alıp yoğurda ekleyip karıştırıp 3-5 seferden sonra tencereye boşaltıp karıştırarak çorbayı pişiriyoruz. unun da pişmesi için biraz daha pişmesi lazım çorbanın.

servis yapacağımız zaman da 1-2 kaşık tereyağında kırmızı biber kızdırıyoruz. normal biber değil de isot kullandım. ben isot'un kokusuna, rengine ve de tadına bayılıyorum. bence normal kırmızı biberden çok farklı birşey bu.

sıcak tereyağını tabaklara koyduğumuz çorbanın üzerinde gezdiriyoruz. kalanını da tencereye boşaltıp karıştırabiliriz.

enfes bir çorba oldu gerçekten..

Monday, March 3, 2014

lazanya


12 adet lazanya
1 bardak kaşar rendesi
2 su bardağı kadar haşlanmış bezelye ve havuç

kıymalı harç:
300 gr kıyma
1 soğan
1-2 kaşık salça
tuz, karabiber
zeytinyağ

beşamel sos:
2 kaşık tereyağ
4 kaşık un
3 su bardağı süt
tuz, karabiber

kıymayı az zeytinyağında kavuruyoruz. kıymanın rengi dönünce yemeklik doğradığımız soğanı da ekliyoruz. soğan şeffaflaşınca salça, tuz, karabiber ekleyip fazla kurumadan ocaktan alıyoruz.

lazanyalar haşlanması gereken türdense beşamel sosa başlamadan kaynar suda lazanyaları fazla yumuşak olmayacak şekilde haşlıyoruz. ben taze lazanya kullandım. yani yapılmaya hazırdı.

beşamel sos için önce tereyağ eriyor, içine birer birer 4 kaşık un koyuyoruz. tereyağlı unu önce biraz kavuruyoruz. macum kıvamlı birşey oluyor. sonra gene birer birer sütü ekliyoruz. bunu sürekli karıştırmamız gerekiyor. ölçü olarak 3 bardak verdim ama sonuç olarak muhallebiden çok daha sıvı olacak sos. daha fazla da süt koyulabilir. sosa da biraz tuz ve karabiber koyuyoruz.

sonra lazanyanın katlarına başlıyoruz. internetten epey tarif okudum. önce beşamel sos koyan var, önce kıymalı harç koyan var. ben dikdörtgen, seramik bir fırın kabının tabanına önce ince bir tabaka beşamel sos döşedim. sonra üzerine yanyana 3 tane lazanya dizdim. lazanyanın şeklini korumaya çalışmaya gerek yok. kabınızın şekline göre boşlukları doldurmak için lazanyaları bölebilirsiniz de. aynen börek yapar gibi, maksat kabın her tarafını lazanya ile döşemek. lazanyanı üzerine önce beşamel sos, sonra kıymalı harç, ve sonra da havuç bezelye koyuyoruz. 3 kat bu şekilde döşedikten sonra 4. lazanyanın üzerine sadece beşamel sos yayıp üzerine de kaşar rendesi döküyoruz.

180 derece fırında 20-25 dakika kadar pişiyor. kaşarlar kızardığında lazanya da pişmiş oluyor.

Saturday, March 1, 2014

taze fasulye çorbası



taze fasulye
1 soğan
1 avuç pirinç
1 su bardağı yoğurt
1 yumurta
1 yemek kaşığı un
zeytinyağ, tuz

zeytinyağlı fasulye yaparken fasulyelerin birazını bu çorba için ayırmıştım. fasulyeleri yıkayıp, 1 cm genişliğinde küçük küçük kesiyoruz. ne kadar fasulyeyle yapacağınız içinde ne kadar olmasını istediğinize bağlı aslında ama örnek olması açısından, ben fasulyeleri doğradığımda bir çukur yemek tabağını dolduracak kadar oldu. soğanı da yemeklik doğrayıp sonra fasulye ve soğanı tencerede üzerine şöyle bir zeytinyağ gezdirip kavuruyoruz. soğanlar şeffaflaşıncaya kadar arada karıştırarak biraz pişiriyoruz.

üzerine çorba olacak kadar sıcak suyu, pirinci ve tuzu ekliyoruz. fasulyeler yumuşayana kadar pişmeye devam ediyor.

son olarak da başka bir kapta yoğurt, yumurta ve unu karıştırıp, azar azar çorbadan bu kaba alıp karıştırıp, karışım iyice ılıyınca da tencereye boşaltıp karıştırarak bir iki taşım kaynatıyoruz. bu esnada altının çok açık olmasına gerek yok.

Monday, February 24, 2014

zeytinyağlı yeşil fasulye


1 kg yeşil fasulye
1 büyük soğan
2-3 diş sarımsak
2-3 domates
1 çorba kaşığı salça
tuz, şeker
zeytinyağ
1/2 limon

fasulyeleri ayıklayıp yıkıyoruz. önce ortadan ikiye, çok büyükse üçe de böldüm ve sonra da boylamasına ikiye kesiyoruz.

yemeklik doğradığımız soğanı ve sarımsağı 1 çay bardağı zeytinyağında şeffaflaşıncaya kadar çeviriyoruz. sonra küp küp doğranmış domates ve 1 tatlı kaşığı toz şekeri de ekliyoruz. 1 çorba kaşığı salçayı da ekleyip biraz çevirip fasulyeleri tencereye koyuyoruz. üzerine 2 su bardağı su ve 1 tatlı kaşığı tuz ekleyip, yarım limonun tamamı olmayacak şekilde limonunu da sıkıp pişmeye bırakıyoruz.

taze fasulye epeyce pişmek istiyor. en az 1 saat sonra ara ara tadına bakarak pişip pişmediğini kontrol ediyoruz.

Sunday, February 23, 2014

pankek


2 yumurta
2 çorba kaşığı toz şeker
1 su bardağı süt
1.5 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

önce yumurta ve şekeri çırpma teliyle köpürtüyoruz. sonra süt, un, vanilya ve kabartma tozunu ekleyip un tamamen eriyinceye kadar çırpıyoruz. akışkan, koyu kıvamlı bir karışım oluyor.

yapışmaz ve küçük tabanlı bir tavanın tabanına çok çok az sıvı yağ döküp tava kızınca tabanını kaplayacak kadar karışımımızdan boşaltıyoruz. altı pişince spatula ile ters çevirip diğer tarafını da pişiriyoruz.

kivi, muz gibi meyvelerle, ayrıca çikolata sosu, dondurma, reçel gibi tatlılarla da yiyebilir,
servis edebilirsiniz pankeki. biz kendi yaptığım böğürtlenli dondurma ile yedik :)

Saturday, February 22, 2014

fırında karnıyarık


sebze kızartmaya süper bir alternatif var, o da fırınlamak. bu karnıyarık da şu şekliyle hem çok sağlıklı hem de çok lezzetli oluyor.

5-6 patlıcan
200 gr kıyma
1 soğan
2 sivri ya da çarliston biber
1 çorba kaşığı salça
2 domates
zeytinyağ
tuz, karabiber, kimyon

patlıcanları alacalı soyup bir fırın kabına diziyoruz. sonra üzerlerinde ip gibi zeytinyağ gezdirip oldukları yerde çevirip her taraflarının yağlanmasını sağlıyoruz. 200 derece fırında yaklaşık 45 dakika pişiyorlar.

o esnada da biz içini hazırlıyoruz. hiçbir şeyi kavurmadan kıyma, soğan, biber ve salçayı bir tencereye koyup üzerinde şöyle bir zeytinyağ gezdirip arada karıştırarak harcı pişiriyoruz. kıymalar kırmızlığını tamamen kaybettiğinde yarım bardak kadar da sıcak su, tuz, karabiber ve biraz da kimyon ekleyip biraz daha pişiriyoruz.

fırından çıkarttığımız patlıcanları bıçakla boydan boya yarıp içlerine kaşıkla kıymalı harçtan dolduruyoruz.

domatesleri rendeleyip patlıcanların üzerine koyup, gene yarım bardak kadar sıcak su da ekleyip yeniden fırına veriyoruz. yaklaşık yarım saat de fırında pişiyor.

sonra yanında cacıkla mesela, afiyetle yiyoruz..

Friday, February 21, 2014

karnabahar kızartma


1 orta boy karnabahar
3 yumurta
3 çorba kaşığı un
2 çorba kaşığı süt
sıvıyağ, tereyağ
3-4 diş sarımsak
yoğurt
kırmızı pul biber

karnabaharı çiçeklerine ayırıp buharda pişirme aparatını yerleştirdiğim tencerede haşladım. çiçekler dağılmadan ocaktan indirdim.

çukur br tabakta önce yumurtaları çırpıp sonra un ve sütü de ekleyip un iyice eriyinceye kadar çatalla çırpmaya devam ettim.

karnabahar çiçekleri bu karışıma bulayıp kızgın sıvıyağda kızarttım.

karnabaharları sarımsaklı yoğurt ve üzerine de kırmızı biberli kızgın tereyağ ile servis yaptım.



Friday, February 14, 2014

beze


çocukken çok severdim. meğer yapması çok kolay ve zevkliymiş. insana nedense çok zor ve enteresan bir yapımı varmış gibi geliyor :)

2 yumurta akı
2 çay bardağı şeker
1 çimdik tuz
2-3 damla limon suyu

yumurta akını mikserle çırpacağımız kaba koyup önce üzerine bir çimdik tuz ve limon suyunu koyuyoruz. yumurta iyice köpürünceye kadar çırpıp 1 çay bardağı şeker ekliyoruz. çırpmaya devam edip 1 çay bardağı şeker daha ekliyoruz. oldukça koyu kıvamlı bir krem şanti gibi oluncaya kadar çırpıyoruz. sanırım en az 15-20 dakika sürüyor bu çırpma işlemi.

sonra malzememizi krema sıkma torbasına koyup yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye sıkmaya başlıyoruz. bu esnada fırını da 100 derece açıyoruz. önceden ısınıyor ve bezeler düşük ısıda yaklaşık 1 saat pişiyor.

klasik beze şekli verebileceğimiz gibi değişik şekiller de yapabiliriz. mesela ben bu kalpli bezeleri büyük bir marketin reklam dergisinde gördüm. dondurmalı, krem şantili ve meyveli bir kupun üzerine yerleştirmişlerdi. tek başına yemenin dışında süsleme için kullanmak üzere de iyi bir fikir.

Thursday, February 13, 2014

vanilyalı dondurma


mutfağımızın yeni üyesi: dondurma makinası!

1.75 dl taze krema (vispgradde)
2 yumurta sarısı
35 gr tozşeker
2 çay kaşığı vanilya (aslında 1/2 vanilya çubuğu içi)

önce kremayı çırpıp krem şanti kıvamına getiriyoruz.

başka bir yerde 2 yumurta sarısı, şeker ve vanilyayı, baya köpük gibi oluncaya kadar çırpıyoruz. tarifte vanilya çubuğundan sıyrılarak kullanılacak vanilya özünden bahsediyordu ancak bunu arayıp bulacak fırsatım yoktu. normal toz vanilya ile de gayet güzel oldu.

sonra köpük yumurtayı kremaya ekleyip bir spatula yardımı ile karıştırıyoruz.

buzlukta min 7-8 saat beklemiş dondurma makinasının haznesine boşaltıp makinayı çalıştırıyoruz. dondurmamız 15 dakikada hazır. 

kıvamı daha sert olsun istiyorsak yemeden önce dondurucuda yarım saat kadar bekletebiliriz. biz yemek için bekleyemedik doğrusu :)

Sunday, January 26, 2014

ıspanaklı kıymalı yumurta



1 büyük soğan
150 gr ıspanak
100 gr kıyma
3 çorba kaşığı tereyağ
6 yumurta
tuz, karabiber

yukardaki malzemelerin miktarları ile istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. 3 kişilik yemek yaptım ben.

tereyağı eritip yemeklik doğradığımız soğanı sarartıyoruz. ardından yıkanmış ve iri doğranmış ıspanağı ekleyip ıspanaklar suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz.

tuz, karabiber ve kıymayı ekleyip kıyma iyice pişene kadar kavuruyoruz.

en son malzemelerin aralarında açtığımız gözlere yumurtaları kırıyoruz. karıştırmadan yumurtaları pişiriyoruz.

hem kolay hem besleyici hem de lezzetli bir yemek oluyor.

Saturday, January 18, 2014

kabaklı peynirli kek




2 orta boy kabak
1 küçük soğan
birer avuç ince doğranmış maydanoz ve dereotu
2 su bardağı un
2 yumurta
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı zeytinyağ
2 yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı ufalanmış beyaz peynir
1 çay kaşığı karbonat
tuz, karabiber, çörekotu

kabağın kabuklarını soyup, kabak ve soğanı ayrı ayrı kaplara rendenin kalın tarafı ile rendeleyin.

unu geniş bir kabın içine alıp ortasını havuz gibi açın. tarifte tam buğday unu kullanılıyordu. ben de 1 bardak beyaz ve 1 bardak çavdar unu kullandım. yumurtalardan birinin sarısının yarısını kekin üzerine sürmek üzere ayırın. yoğurt, zeytinyağ, tereyağ, yumurtalar, peynir, karbonat, tuz ve karabiberi unun ortasına koyup parmak uçlarınızla veya mikserin hamur yoğurma uçlarıyla yoğurmaya başlayın. poğaça hamurundan belki biraz daha yumuşak bir hamur olacak.

son olarak rendelediğiniz kabakların avucunuzda suyunu sıkarak hamura katın. soğan ve yeşillikleri de ilave edin. tekrar yoğurup kek kalıbının içine yerleştirin. kaşıkla her tarafa yayıp üzerini de düzeltin.

ayırdığınız yumurta sarısını üzerine sürüp çörekotu serpin.

175 derece ısıttığınız fırının orta rafında 30-40 dakika pişirin.



not: yoksa siz hala sevgili arkadaşım arzu aygen'in 'beyaz unsuz şekersiz hamur işleri' adlı harika kitabını edinmediniz mi?

http://www.idefix.com/kitap/beyaz-unsuz-sekersiz-hamur-isleri-100-dogal-100-tarif-arzu-aygen/tanim.asp?sid=R8O5WVZVWU6UGK2ZPLC5

Sunday, January 12, 2014

orman meyveli ve çikolatalı tart


tart hamuru:
100 gr oda sıcaklığında ısınmış tereyağ
100 gr pudra şekeri
1 yumurta
1 çay kaşığı vanilya
225 gr un
25 gr kakao
1/2 çay kaşığı tuz

tüm malzemeyi karıştırıp yoğuruyoruz. hamur çok kuru olmuş gibi geliyor ama yoğurdukça malzemeler birbirine karışıyor merak etmeyin. yoğurduğumuz kabın ağzını folyoyla kapatıp top halindeki hamuru buzdolabında yarım saat bekletiyoruz. sonra çıkartıp tart kabının içerisine koyup ellerimizle bastırarak her yerine yayıyoruz. kabın kenarlarından yarım santim kadar da yukarı çıkıyor. tariflerde tart hamurunu merdane ile açıp tart kalıbına yerleştirin diyor ama ben böyle yapıyorum.

hamurun üzerine çatal batırarak delikler açıp gene yarım saat buzdolabında bekletiyoruz. sonra 180 derece ısınmış fırında yarım saat pişiriyoruz. bu hamur kakaolu olduğu için hamurun pembeleştiği belli olmuyor. fazla pişirirseniz tartın altı çok sert oluyor. buna dikkat etmek lazım.

çikolatalı dolgu:
200 gr pastalık çikolata (%70 kakaolu)
100 gr tereyağ
2 yumurta
2 yumurta sarısı
50 gr şeker

çikolata ve tereyağı benmari usulü eritip soğuması için kenara koyuyoruz.

yumurtalar, yumurta sarıları ve şekeri bir kapta mikserle yaklaşık üç kat kabarıncaya kadar çırpıyoruz. sonra çikolata ve tereyağlı karışımı da ekliyoruz. bir spatula ya da plastik kaşıkla birbirlerine tamamen karışıncaya kadar karıştırıyoruz.

karışımı tart hamurunun üzerine döküp 180 derece fırında en üst rafta 10 dakika pişiriyoruz.

dışarı çıkartıp soğumasını bekliyoruz. sonra da üzerine meyvelerimizi diziyoruz.