tag:blogger.com,1999:blog-50214285313260428272024-02-19T04:57:56.017+01:00kuzeyde bir yersedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.comBlogger266125tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-79498122878477165212019-02-01T19:34:00.002+01:002019-02-01T19:34:14.490+01:00sadece ekmek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS1j21YB59MsqTe_2nvvH5m4EOTKctbgsLGisaldGH4x7rTYFlZKX0yFoeUzZGhbYVNdY6HDhID7dAy9HvmEg2LwDzoZdp3bzjojdOOQZs0wtr1eAcHtwqNZ5QfFZyhzrZIxMX1WoVmt4/s1600/74190608-0F7D-4D31-93E8-8A7549409B40.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjS1j21YB59MsqTe_2nvvH5m4EOTKctbgsLGisaldGH4x7rTYFlZKX0yFoeUzZGhbYVNdY6HDhID7dAy9HvmEg2LwDzoZdp3bzjojdOOQZs0wtr1eAcHtwqNZ5QfFZyhzrZIxMX1WoVmt4/s320/74190608-0F7D-4D31-93E8-8A7549409B40.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
yoğrulmayan ekmek bu tarifin adi. super, super kolay ve cok güzel bir tarif.<br />
<br />
malzemeler soyle:<br />
<br />
3 cup un<br />
1/2 cay kasigi kuru (instant)maya<br />
1/2 cay kasigi tuz<br />
1.5 cup sicak su<br />
<br />
bir kabin içerisinde un, maya ve tuzu karistiyoruz. sonra sicak suyu ekliyoruz. su kaynar olmayacak ama ilik sudan hallice sicak olacak. elimizi sürmek yok, kasikla soyle bir karistiriyoruz.<br />
<br />
ele yapisan kivamda bir hamur olacak. bu yüzden olcunun üzerine bir-iki parmak daha su eklediğim oldu.<br />
<br />
sonra kabin üzerine naylon folyo kapatip hamuru dinlendiriyoruz. tarif 3-4 saat diyor ama ilk seferde ben hamuru unuttum, saatler sonra baktim hala pek mayalanmamis. saat de cok gec olmuş. en iyisi sabaha pişireyim ben bunu diye dusunup hamuru oylece birakip yattim. 12-13 saat sonra üzerini hafif unladigim buyuk boy bir servis tabagina aktardım ve üzerine de un serpip hamuru sadece disi unlanacak sekilde alt-ust cevirdim biraz.<br />
<br />
içine firin kagidi yerlestirdiğim borcamin içine hamuru koyup kapagini kapattım ve bu sekilde yarim saat daha beklettim.<br />
<br />
230 derece isinmis firinda kapagi kapali bir sekilde 30 dakika pişiriyoruz. ekmek kabarip pembeleşmiş oluyor bu sure sonunda. sonra borcamin kapagini kaldirip 10-15 dakika daha uzeri acik bir sekilde pişiriyoruz. ekmegin uzeri kizardiginda fırından cikartiyoruz.<br />
<br />
sonra firin kagidi ile borcam'dan cikartip bir havlu üzerinde sogumasini bekledim. tarifin yorumlarinda birisi ekmek iyice soğumadan kesilmemeli cunku ici kendi kendine pişmeye devam ediyor dedi. demek sicak ekmegin icinin hamur olmasinin da sebebi buymus :)<br />
<br />
gece yatmadan 3-5 dakikada hamuru hazirlar yatar, sabah da kalkar kalkmaz ikinci asamayi yaparsaniz sabah kahvaltısına sicacik, citir citir ekmeğiniz hazir oluyor.<br />
<br />
asagiya orjinal tarifin linkini de koyuyorum sevgili izleyiciler...<br />
<br />
<a href="https://www.jennycancook.com/recipes/faster-no-knead-bread/">https://www.jennycancook.com/recipes/faster-no-knead-bread/</a><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_LHaBwv1wOZelikQ3oYZTR6HXDX7EodEFLwjDIcLUPxwEJ9c5rtOZ8X6P4pLb_DzbTdXBxDAsykhwdTdlFH2LBR38EpcDWQlPODGKV65brz13lj7e3wJEy40vhvQN1V8HKUluKI79ems/s1600/540E3EF2-C17F-4163-B3CD-C0E91FBC1965.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_LHaBwv1wOZelikQ3oYZTR6HXDX7EodEFLwjDIcLUPxwEJ9c5rtOZ8X6P4pLb_DzbTdXBxDAsykhwdTdlFH2LBR38EpcDWQlPODGKV65brz13lj7e3wJEy40vhvQN1V8HKUluKI79ems/s320/540E3EF2-C17F-4163-B3CD-C0E91FBC1965.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-67940105511814388932018-10-22T12:45:00.000+02:002018-10-22T12:45:59.338+02:00asure / noah's pudding<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjevf261602VH5lx4Igqv5u5Kr9iU2aQ8713EeSuUrfN8c7SQWLKG-T8VDhKeMXvnKcpq-cyD9OyhCL00yVXPjhd1qpylhK4Dprd_xfPUtU_ltaMAIFnaNDtQNRgWM_oC905w6omWPxAp4/s1600/44539102_2350796684949452_3280831371731271680_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjevf261602VH5lx4Igqv5u5Kr9iU2aQ8713EeSuUrfN8c7SQWLKG-T8VDhKeMXvnKcpq-cyD9OyhCL00yVXPjhd1qpylhK4Dprd_xfPUtU_ltaMAIFnaNDtQNRgWM_oC905w6omWPxAp4/s320/44539102_2350796684949452_3280831371731271680_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
asure yapmanin mutlulukla kesinlikle bir ilgisi var sevgili izleyiciler :)</div>
<div>
<br /></div>
<div>
haftalardır sehrin cesitli koselerinden asure malzemesi toparlıyordum. asurelik buğday ve nar her an her markette bulunabilecek seyler değil tabii gurbet ellerde. sonunda hersey tamam oldu ve cumartesi gecesi bugdayi islatip yattim. pazar gunu bugdayi ocağa koydum ve diger malzemeleri mutfak tezgahina cikartmaya basladim. tariflerde yazdigi gibi her malzemeyi ayri ayri haşlıyorsunuz falanlar bu devirde yalan olmuş vaziyette. aşure yapmak cok zor değil aslinda modern zamanlarda. cunku hepsi haslanmis sekilde kutularda mevcut. fasulye, nohut... nohut? ve birden farkediyorum ki bir önceki hafta nohut yemeği yapip evdeki tum nohutu kullanmisim. tarifi asagiya nohutlu sekilde yazacagim ama aslinda bizim asure sadece fasulye ile yapildi. neyse ki fasulyemiz karisik fasulye idi ve kutuda 3 farkli renk fasulye vardi. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
ben ne yaptıysam onu anlatacagim. mesela oldum olasi asurede kuru uzum sevmem. uzumleri kasenin dibinde birakir sonra anneme yedirirdim çocukken. buyuyunce de gene onlari en sona birakip tek kasikta yedim. kendi asureme uzum koymadım. daha cok sevdiğim kayisi ve incir gibi seyleri cokca koydum. zaten asure nasil yaparsaniz oyle olabilen bir tatli imis. dun aksamki tecrubem de bana bunu ogretti. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
sedef'in asuresinin tarifi:</div>
<div>
<br /></div>
<div>
1/2 kg aşurelik buğday</div>
<div>
300 gr haslanmis nohut</div>
<div>
300 gr haslanmis fasulye</div>
<div>
1 dolu çorba kasigi nişasta</div>
<div>
1,5 cup toz seker</div>
<div>
4-5 adet karanfil</div>
<div>
1 tatli kasigi vanilya</div>
<div>
kuru incir, kuru kayisi</div>
<div>
uzeri için ceviz ve nar</div>
<div>
<br /></div>
<div>
her yerde geceden bugdayi islatin yazıyor ve ben de oyle yaptım ama bugday cok zor pisen birsey değil. bikac saat islatip ise koyulsaniz da olur bence. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
bugdayin suyunu suzup buyukce bir tencereye aldim. uzerine bir iki kez su alip doktum, biraz yikadim yani bugdayi. sonra bugdayin 3-4 parmak ustune cikacak kadar su ile hasladim bugdaylari. bugdaylar iyice acilacak. gene soguk sudan gecirdigim haslanmis fasulyeleri ekledim sonra. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
bugdaylar piserken kayisi ve incirleri dogradim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
nisastayi yarim bardak soguk suyun icinde erittim ve tencereye ekledim. vanilyayi ekledim. sonra sekeri. bu arada hafif hafif karistiriyoruz surekli. nisastanin pistigine kanaat getirince kuru meyveleri ve karanfili ekledim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
seker miktari için tadina bakabilirsiniz. su miktari ise cok onemli bir konu. asurenizin hazir olduğuna karar verip altini kapatacaginiz zaman asure kati kivamda olmamali. tipki yayla corba gibi bugdaylar durduğu yerde su cekmeye devam ediyor. bu yuzden hafif sulu vaziyette bitirmekte fayda var bence. sulandırmak icin icine kaynar su ekleyip bi tasim kaynamasini bekliyoruz. en son su eklerseniz sekerine de bakmak lazim gene.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
biraz soguyunca kaselere, bardaklara alabilirsiniz. uzerini bicakla parcaladigim ceviz parcalari ve narla susledim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
harika bir asure oldu :)</div>
sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-41496336196487094062018-10-12T18:24:00.001+02:002018-10-12T18:24:41.643+02:00lahmacundag daga kavuşmaz. turk insani lahmacuna kavuşur :)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcod8T6LlO-qG3h8eOkLDWVTeoNzdVzhQU3p6_HwrCEip9wMHP38W9iKyGIB3Tn8LssMp2HKJHpX5EsjL16nywXuzA0cepRpaIgYWsXRoWtOar7-5HNXY96lUL4YosHbi9Edy5RZ_g1K4/s1600/43763813_779506102398884_8433958031397486592_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="1600" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhcod8T6LlO-qG3h8eOkLDWVTeoNzdVzhQU3p6_HwrCEip9wMHP38W9iKyGIB3Tn8LssMp2HKJHpX5EsjL16nywXuzA0cepRpaIgYWsXRoWtOar7-5HNXY96lUL4YosHbi9Edy5RZ_g1K4/s320/43763813_779506102398884_8433958031397486592_n.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
olur mu olmaz mi demedim. yaptım ve cok güzel oldu. cok da basit. yarim kilo kiymadan 15 lahmacun cikti.<br />
<br />
hamuru da yapılabilir ama ozellikle bu sekilde denemek istemiştim zaten. yurt disinda taco ekmeği olarak satilan ve cesitli versiyonlari olan lavas ekmekle yapıyoruz bu lahmacunu.<br />
<br />
ici için:<br />
<br />
1/2 kg kiyma<br />
1 buyuk soğan<br />
2-3 dis sarimsak<br />
1 kasik biber ve 1 kasik da domates salcasi<br />
2-3 orta boy olgun domates<br />
tuz, karabiber, kirmizi biber, kimyon<br />
1/2 cay bardagi zeytinyag<br />
1 cay bardagi su<br />
<br />
soğan, sarimsak ve domatesi mutfak robotundan geçiriyoruz.<br />
<br />
sonra tum malzemeyi iyice karistiriyoruz. ince kiyilmis maydanoz da cok yakisir tabii. evde yoktu, ben baharat gibi kurutulmuş maydanoz koydum. ayrica cesitli tariflerde ince kiyilmis biber de var.<br />
<br />
sonra lavaslari tepsiye dizip yumurta fircasi ile üstlerini su ile bir guzel islattim. oldukça ince kiyma harci koydum.<br />
<br />
170 derece firinda pistiler.<br />
<br />
lavaslarin kenarlari kitir kitir oluyor. cig hamurdan daha hizli kavruluyorlar tabii. onun disinda gayet basarili bir tarif.<br />
<br />
bir de hazir pizza hamuru ile denemek lazim. sonra bir de hamurunu yapmak lazim :)<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-25267239059624188852017-08-16T14:39:00.000+02:002017-08-16T14:39:08.413+02:00no home for the wind!<h2 class="date-header" style="background-attachment: scroll; background-clip: initial; background-image: none; background-origin: initial; background-position: 0% 0%; background-repeat: no-repeat; background-size: initial; border-bottom-color: transparent; border-bottom-style: solid; border-bottom-width: 1px; border-top-color: rgb(238, 238, 238); border-top-left-radius: 0px; border-top-right-radius: 0px; border-top-style: solid; border-top-width: 0px; bottom: 100%; color: #444444; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14px; font-stretch: normal; font-weight: normal; margin: 0px -15px 1px; min-height: 0px; padding: 0px; position: static; right: 15px;">
<span style="border-left-color: rgb(238, 238, 238); border-left-style: solid; border-left-width: 0px; border-right-color: rgb(238, 238, 238); border-right-style: solid; border-right-width: 0px; display: block; font-stretch: normal; padding: 0.5em 15px;">bebek yapım bakım onarım adlı blogda yayınlanan bu yazım geldi aklıma. google'de ilk bakışta bulamadım. yoksa silindi mi diye üzüldüm. iyisi mi şuraya kopyala-yapıştır yapayım dedim.</span><span style="border-left-color: rgb(238, 238, 238); border-left-style: solid; border-left-width: 0px; border-right-color: rgb(238, 238, 238); border-right-style: solid; border-right-width: 0px; display: block; font-stretch: normal; padding: 0.5em 15px;">mart 2018'de yazının 5. yıl dönümü münasebetiyle yenisini yazıp yayınlayayım. kısmetse.. :)</span><span style="border-left-color: rgb(238, 238, 238); border-left-style: solid; border-left-width: 0px; border-right-color: rgb(238, 238, 238); border-right-style: solid; border-right-width: 0px; display: block; font-stretch: normal; padding: 0.5em 15px;"><br /></span><span style="border-left-color: rgb(238, 238, 238); border-left-style: solid; border-left-width: 0px; border-right-color: rgb(238, 238, 238); border-right-style: solid; border-right-width: 0px; display: block; font-stretch: normal; padding: 0.5em 15px;">25 Mart 2013 Pazartesi</span></h2>
<div class="date-posts" style="border-top-color: rgb(238, 238, 238); border-top-style: solid; border-top-width: 1px; clear: both; margin: 0px -15px; padding: 8px 15px 0px;">
<div class="post-outer" style="border-top-style: none; margin: 0px -15px; padding: 0px 15px 10px;">
<div class="post hentry uncustomized-post-template" itemprop="blogPost" itemscope="itemscope" itemtype="http://schema.org/BlogPosting" style="min-height: 0px; position: relative;">
<span style="color: #444444; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif;"><span style="font-size: 13px; line-height: 18.2px;"><a href="https://www.blogger.com/null" name="2468184466562188781"></a></span></span><h3 class="post-title entry-title" itemprop="name" style="color: #6692cd; font-family: Verdana, Geneva, sans-serif; font-size: 22px; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; position: relative;">
Rüzgarın Evi Yok!</h3>
<div class="post-header" style="color: #444444; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 1.6; margin: 0px 0px 1em;">
<div class="post-header-line-1">
</div>
</div>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-2468184466562188781" itemprop="description articleBody" style="color: #444444; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 1.4; position: relative; width: 686px;">
<span style="color: #38761d; font-family: Verdana, sans-serif;"><i>Bugünkü misafir yazarım bebek sahibi olduktan sonra İsveç'den Türkiye'ye taşınan fakat ¨tutunamayan¨ arkadaşım Sedef. Türkiye'de çocuk yetiştirmenin zorluklarından ve iki arada bir derede kalmışıktan bahsediyor. İyi okumalar...</i></span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPI5spC-OznUSJJq8IFG4CEQabHb8xh_4g9cDsrKO3kfSHyiklC22tKRs9yo3KM9y7hDVBZq3czOqSsNfRUK_luLMKEfxjDFvisgAHSbXJQEiexH534-aKHEmZOQDmyrV9m3lvuq0_ZiI/s1600/IMG_0534.JPG" imageanchor="1" style="color: #0058cd; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPI5spC-OznUSJJq8IFG4CEQabHb8xh_4g9cDsrKO3kfSHyiklC22tKRs9yo3KM9y7hDVBZq3czOqSsNfRUK_luLMKEfxjDFvisgAHSbXJQEiexH534-aKHEmZOQDmyrV9m3lvuq0_ZiI/s400/IMG_0534.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Mahmud Derviş, Edward Said için yazdığı vedada şöyle demiş: </span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>On wind he walks, And in wind he knows himself. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>There's no ceiling for the wind, </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>No home for the wind. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>Wind is the compass of the stranger's north. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>He says: I am from there, </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>I am from here, But I am neither there nor here. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>I have two names which meet and part. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>I have two languages. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>But I have long forgotten which is the language of my dreams. </i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">3 yıl önce evlenerek, çok sevdiğim İstanbul'u terkedip, Stockholm adlı <a href="http://kuzeydebiryerde.blogspot.com/" style="color: #0058cd; text-decoration: none;" target="_blank">kuzeyde bir yere</a> taşındım. İsveç, yaşamak için harika bir yer ve Stockholm de çok güzel bir şehirdi. Ancak evden uzakta olmak çok zor geldi bana. Artık başka bir evim vardı benim. Hatta hem orda hem burda şeklinde 2 evim vardı. Ne kadar da şanslıydım. Diyerek kendimi kandırmaya çok çalıştım ama işin aslı; ordan oraya esen rüzgarın evi yoktu! </span><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgKM1s0cP764zCiENxIUntgNn5jVvEJC0qV7ogSgyMIcG-lWbKLOm5Xijr3_E5N8ZGtdsJ1bwDvfiC0dsplY84Z8UfOM8eSTBzBabNfHNCCkvxkyW8TXlLkFolX3yCL3C1SZEjewgCzUg/s1600/foto_raf-89.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; color: #0058cd; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjgKM1s0cP764zCiENxIUntgNn5jVvEJC0qV7ogSgyMIcG-lWbKLOm5Xijr3_E5N8ZGtdsJ1bwDvfiC0dsplY84Z8UfOM8eSTBzBabNfHNCCkvxkyW8TXlLkFolX3yCL3C1SZEjewgCzUg/s320/foto_raf-89.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="240" /></a><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Gittikten 6 ay sonra hamile kaldım. Ada tam 42 hafta anne karnında kaldı. Bebeğimin keyfi yerindeydi. Ebemin söylediği buydu. Hamileliğimi her türlü stresten, yorgunluktan uzak, kitap okuyarak, kafamı dinleyerek, uzun yürüyüşler yaparak geçirmiştim. Bebeğin rahatlığının sebebi de bu herhalde diye düşündüm, mutlu oldum. Doğumdan sonraki ilk aylarsa benim için fiziksel sınırlarımı zorlayan bir dönem oldu. Ada çok ama çok uslu bir bebekti. Görenlerin hayretten ağzı açık kalıyordu. Fakat tek başına bebek bakmak inanılmaz zordu. Kulağa abartılı gelebilir ama dolaptaki yemeği çıkartıp ısıtacak fırsatı bulamadığım, eşim işten gelene kadar tuvaletimi tuttuğum günler oldu. Fakat zorluklarından çok güzellikleri kimseyle paylaşamıyor olmak, Ada'nın bizden başka kimsesiz bir çocuk olarak, tüm sevdiklerimizden uzakta büyüyeceği gerçeği kafama takılıyordu. Gün gelecekti Ada kendini isveççe çok daha iyi ifade edecekti ve ben onu yakalayamadığım bazı detaylarda belki de kaybedecektim. Bu düşünceleri deştikçe yenilerini buldum, buldukça yerimde duramaz oldum.</span><br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIrSyOl-aKm_Pi1R1wBByBbl-iuPo2nGo_ynrd0NesbWQJjDv5KuccXHco38m-8OrrQiyUKNo-2K3MDXsihp_r3318WfKgb9vLxAef9JtqfyepvYCiCPKLBC7wjfY3m6KDEuUJM4bcRoA/s1600/foto_raf-91.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; color: #0058cd; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIrSyOl-aKm_Pi1R1wBByBbl-iuPo2nGo_ynrd0NesbWQJjDv5KuccXHco38m-8OrrQiyUKNo-2K3MDXsihp_r3318WfKgb9vLxAef9JtqfyepvYCiCPKLBC7wjfY3m6KDEuUJM4bcRoA/s400/foto_raf-91.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-align: center;">Bebeğimiz 9 aylıktı, valizlerimizi topladık. Ama evimizi kapatmayıp eşyalı olarak kiraya verdik. Eşimin yarı ücretli kullanabileceği 6 ay bebek izni vardı. 2 ay da yaz tatili izniyle birleştirdik. Benim İstanbul'daki evim duruyordu. Kimsenin kolay kolay sahip olamayacağı pekçok şansa sahiptik yani. Böylece 8 aylığına Türkiye'ye dönüş denemesi yapmaya karar verdik ve soluğu Türkiye'de aldık. Biz anne-baba olarak çalışacaktık, çocuğumuzu da herkes nasıl yapıyorsa o şekilde büyütecektik işte... </span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-align: center;">Sahi, yalnızca 4 ay doğum izni olan, insanların işe gidip gelmek için akıl almaz saatleri yollarda geçirdikleri, mesai saatlerini dizginlemenin mümkün olmadığı bu memlekette insanlar nasıl çocuk büyütüyordu, okul öncesi 0-5 yaş döneminde çocuklar ne yapıyordu?</span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTapzrbbGmydyhtpl-Oj9524c03aq8wf1SEINnHHy7bWooeQw1YIqGNb2oYe2ELsH_6vBYEB2xK8FWcXp6Set2lUK8-0FaJshNOHBt3JIvum-b4eS-Ubu8I-NfNshlBiue86vVzHtsIOs/s1600/foto_raf-87.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; color: #0058cd; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTapzrbbGmydyhtpl-Oj9524c03aq8wf1SEINnHHy7bWooeQw1YIqGNb2oYe2ELsH_6vBYEB2xK8FWcXp6Set2lUK8-0FaJshNOHBt3JIvum-b4eS-Ubu8I-NfNshlBiue86vVzHtsIOs/s400/foto_raf-87.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Yatılı bakıcı tutmak diye bir uygulama vardı. Herkes öyle yapıyor dedi arkadaşlarım. İyi bir kadına rastlamaksa tabii ki büyük bir şanstı. Yani 9 aydır gözümü kırpmadan baktığım bebeğimle kumar oynayacaktım. Herkes böyle yapıyordu çünkü. Ben yapamadım. CV'mi birtek yere dahi gönderemedim. İşe giderken yürüyüş mesafesinde bir kreşe çocuğumu bırakmak, sonra iş çıkışı uğrayıp almak, birlikte eve geri dönmek İstanbul için fantastik bir hayaldi... Bunların gerçek olabileceğini bile bile de aksini yapmaya kalkışmak benim mantık sınırlarımın dışında kaldı.</span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br />Türkiye'de okul öncesi dönemde çocuk eğitimiyle ilgili ciddi olarak hiç konuşulmuyor farkında mısınız? Çocuk gelişiminin bu en önemli döneminde çocuklar 4 duvar arasında eş-dost ya da bakıcı, bir takım kadınlarla hapis durumdalar. 5 yaşında okula adım attıkları günün sonrasında tüm çocukluklarını ve gençliklerini geçirecekleri baskıcı, rekabetçi, zorlu eğitim sistemine bu şekilde hazırlanıyorlar. Travma üzerine travma yani... Çocuklu kimle konuşsam paralı okulların çılgın ücretlerinden, kucak dolusu para dökdükleri bu okullardan memnuniyetsizliklerinden bahsediyorlar. Sistem bir taraftan çocukları, diğer tarafta da kendisini beslemekle yükümlü hale getirdiği anne babaları eziyor. Akıl alacak gibi bir düzen değil yani. İstanbul'un altyapı olarak bir çocuk ve çocuklu aile için nasıl imkansızlıklarla dolu olduğuna hiç girmiyorum bile. Eğitim sisteminin kötülüğünün yanısıra, ülkenin sosyal ve politik olarak içinde bulunduğu karanlık tablolarsa dönüş tezimize anti-tez olarak insanlardan en çok duyduğumuz konular.</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6wblzRx_MKYPR9tbNk6hojdqiHY-hMbLc5Onxhqg9mAsIFHlyS8G7uR8Nzc-fQR7yvqpUKYcdQLq1BGDZGAzjcr1PXRmmqY07648E3BU7-DMcVNovTP0_0rHwNVQCyVS4xagoHuw8Ze4/s1600/IMG_0493.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; color: #0058cd; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6wblzRx_MKYPR9tbNk6hojdqiHY-hMbLc5Onxhqg9mAsIFHlyS8G7uR8Nzc-fQR7yvqpUKYcdQLq1BGDZGAzjcr1PXRmmqY07648E3BU7-DMcVNovTP0_0rHwNVQCyVS4xagoHuw8Ze4/s400/IMG_0493.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;">2 ayı Ege kıyılarında ve 6 ayı da İstanbul'da olmak üzere Türkiye'de 8 ayımızı doldurduk. Dönüş kararını vermemizse epey önce oldu. Eren'e bunu ilk söylediğimde benden Bebek Yapım Bakım Onarım için Stockholm'e geri dönüş nedenlerimi anlatan bir yazı yazmamı istedi. Yurt dışında yaşayan tüm arkadaşlarım, tanıdıklar için bir deneydi aslında benim yaşadığım. Kimsenin kolay kolay organize edemeyeceği kadar da kontrollü bir deney. Duygu ve düşüncelerimi merakla bekleyen bu insanlar için de yazıyorum bu satırları.</span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Gidilen her ülkenin, kurulan her hayatın şartları mutlaka farklıdır. Ama genel olarak gördüğüm yurt dışında buraya kıyasla çok minimal hayatlar yaşadığımız. Yani burda duzeninizi kurduktan sonra da hayat kimi açılardan daha zengin ve daha renkli. Orası kesin. İstediğiniz, özlediğiniz buysa Türkiye'ye geri dönmek elbette mümkün.</span><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgL8Hk7r5TKMUdKaJNvn8oeoVtmofYMhvD6Me_HAhsIOaR4gXP9vtOUe1h6UYXBUXaZKqt-y1HXoz2tLc08Z2iOSAif3Q3BUl1aPT17p-Ac9kvX_CL6MEKtSXNaZLzxVZkWoRhz3nT7tAM/s1600/foto_raf-86.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; color: #0058cd; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; text-decoration: none;"><img border="0" height="236" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgL8Hk7r5TKMUdKaJNvn8oeoVtmofYMhvD6Me_HAhsIOaR4gXP9vtOUe1h6UYXBUXaZKqt-y1HXoz2tLc08Z2iOSAif3Q3BUl1aPT17p-Ac9kvX_CL6MEKtSXNaZLzxVZkWoRhz3nT7tAM/s400/foto_raf-86.JPG" style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; background-position: initial; background-repeat: initial; background-size: initial; border-radius: 0px; border: 1px solid transparent; box-shadow: rgba(0, 0, 0, 0.2) 0px 0px 0px; padding: 8px; position: relative;" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Ben gidiyorum çünkü şimdi 17 aylık olan kızım Ada'yı kendim büyütmek istiyorum. Anne olmuş bir kadın olarak kendi hayatıma da insani şartlarda devam etmek istiyorum. Çocuğumuzun eğitimi, yarını, geleceğimiz için endişelenmeden doya doya ve birlikte günlerimizi geçirebilelim istiyorum. Boş zamanlarımızda değil de dilediğimiz gibi anne ve baba olabilelim istiyorum. Ada huzurlu ve mutlu büyüsün, çeşitli baskılara maruz kalmasın istiyorum. İşte hepsi bu! </span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Son olarak, bütün kalbimle diliyorum ki, evden uzaktaki herkesin, bir gün geri dönüş için yolu açık olsun! </span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i><a href="http://kuzeydebiryerde.blogspot.com/" style="color: #0058cd; text-decoration: none;">Sedef Kürüm Kömürcü </a></i></span><br /><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i>Şubat 2013, İstanbul</i></span></div>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-2468184466562188781" itemprop="description articleBody" style="color: #444444; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 1.4; position: relative; width: 686px;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><i><br /></i></span></div>
<div class="post-body entry-content" id="post-body-2468184466562188781" itemprop="description articleBody" style="position: relative; width: 686px;">
<span style="color: #444444; font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="font-size: 13px; line-height: 18.2px;"><i>https://bebekyapimbakimonarim.blogspot.se/2013/03/ruzgarn-evi-yok.html</i></span></span></div>
</div>
</div>
</div>
sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-77770443615080571772017-01-26T16:20:00.001+01:002017-01-26T16:20:26.919+01:00zeytinli ekmek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7dVjZ12fxTZjEAMx51m_m_LjroPTP3cGxywwJGu15ggBKtm12I4dc5mNkUmDS7JPIn4CNFjvOESL2RJpWwMD91URNUDJA1XStMqJMRe6hipkIyQNpnIwse9c6l9H_nCr312EFgr5cFI8/s1600/ekmek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7dVjZ12fxTZjEAMx51m_m_LjroPTP3cGxywwJGu15ggBKtm12I4dc5mNkUmDS7JPIn4CNFjvOESL2RJpWwMD91URNUDJA1XStMqJMRe6hipkIyQNpnIwse9c6l9H_nCr312EFgr5cFI8/s320/ekmek.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
süper kolay bir tarif. çok güzel oluyor. yalnız sonuçta 8 adet küçük ekmekçik oluyor. bence tarif iki katı malzeme ile yapılabilir. gerçi bu da hiç kalmadı, bayatlamadı, iyi oldu.<br />
<br />
malzemeler:<br />
<br />
250 gr un<br />
1 tatlı kaşığı tuz<br />
1/2 tatlı kaşığı şeker<br />
1 tatlı kaşığı kuru maya<br />
150 ml ılık su<br />
1 yemek kaşığı zeytinyağ (hamur için, ek olarak üzerine de sürülecek)<br />
10 adet zeytin (daha az ya da çok da koyulabilir)<br />
taze biberiye (ben kuru koydum)<br />
<br />
yukardaki tüm kuru malzemeyi karıştırıp sonra sıvıları ve zeytini ekliyoruz. yoğurarak yumuşak bir hamur elde ediyoruz. üzerini kapatıp 1-2 saat bekletiyoruz.<br />
<br />
ben 2 saatten fazla beklettim. son yarım saatte kalorifer peteğinin yanına koydum hamuru. kabarmasına faydası oldu. hamuru mayalanması için ılık yerde bekletmek çok etkili oluyor.<br />
<br />
sonra hamuru 8 parçaya bölüp, yuvarlayıp yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine dizdim. üzerlerine zeytinyağ sürdüm.<br />
<br />
220 derece ısınmış fırında 20 dakika kadar piştiler. bu iş fırından fırına farkediyor tabii. ekmeklerin üzeri kızarmışsa pişmiş demektir.<br />
<br />
mis gibi zeytinli ekmekler hazır oluyor :)sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-91422201620124454132016-11-01T16:58:00.000+01:002016-11-01T16:58:03.020+01:00crustless spinach quiche<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBHIam5Aif9OlTv0rm7Ny3ydiqYwfgXNg6ScbBwoCOqDu9xT6MraVjBHeNFy8G7FDsVMb1G54ya1kMj-a6RseuvTl2gk5BvzgutRiUPZ69hdoJT-oCOlMrk0RdNs1xIRMvO1vPalHYzPA/s1600/ispanakli.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhBHIam5Aif9OlTv0rm7Ny3ydiqYwfgXNg6ScbBwoCOqDu9xT6MraVjBHeNFy8G7FDsVMb1G54ya1kMj-a6RseuvTl2gk5BvzgutRiUPZ69hdoJT-oCOlMrk0RdNs1xIRMvO1vPalHYzPA/s320/ispanakli.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
valla adı böyle. ama bana sorarsanız artistik bir ıspanaklı omlet bu. çok hafif ve güzel oluyor.<br />
<br />
1 orta boy soğan<br />
200-300 gr ıspanak<br />
6 yumurta<br />
1 büyük bardak kaşar rendesi<br />
1 büyük bardak ufalanmış beyaz peynir<br />
tuz, karabiber<br />
zeytinyağ<br />
<br />
yemeklik doğranmış soğan ve ıspanağı bol zeytinyağında kavuruyoruz.<br />
<br />
bir kapta yumurtaları telle çırpıp içine tuz, karabiber ve peynirleri katıyoruz. sonra soğanlı ıspanağı da koyup kaşıkla iyice karıştırıyoruz.<br />
<br />
cam bir fırın kabına bu karışımı döküp 180 derecede yarım saat kırk dakika kadar pişiriyoruz.<br />
<br />
üzeri börek gibi kızarıyor, çok güzel şişiyor da. fırından çıkınca sönüyor biraz gerçi.<br />
<br />
aynı tarifi silikon muffin kaplarına dökerek tane tane de yapabilirsiniz.<br />
<br />
yumurta seven çocuklar bunu da çok sever. kızarmış ekmekle çok afiyet olur :)<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-46540213934384985282016-08-18T17:12:00.001+02:002016-08-18T17:13:01.840+02:00üzümlü ekmek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjjnOSoYVMIFR570cn2Z3GILArvCYXez2llaZsyxF5ECIkDKKNck6HA5hfELjwOKOWoA38lHw3MyI5MhtiVY3O_i1AQxavbzdCOjZgE7zvmqMJyT8Vrnu6eeZ01hLecKUfdNxM64bZz_w/s1600/ekmek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjjnOSoYVMIFR570cn2Z3GILArvCYXez2llaZsyxF5ECIkDKKNck6HA5hfELjwOKOWoA38lHw3MyI5MhtiVY3O_i1AQxavbzdCOjZgE7zvmqMJyT8Vrnu6eeZ01hLecKUfdNxM64bZz_w/s320/ekmek.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
erzak dolabını düzenleyince bir kavanozda kuru üzüm buldum. ne yapsam diye bakınınca da ekmek makinası kitabında üzümlü ekmek tarifi buldum.<br />
<br />
sütlü, bol tereyağlı, kekten hallice birşey oldu :)<br />
<br />
malzemeleri aşağıdaki sırayla makinanın haznesine koyuyoruz.<br />
<br />
3 çorba kaşığı süt<br />
5 yumurta<br />
210 gr tereyağ (oda sıcaklığındaki yağı bıçakla parçalara ayırıp koyuyoruz)<br />
2 çay kaşığı tuz<br />
6 çorba kaşığı toz şeker<br />
530 gr un<br />
2.5 çay kaşığı kuru maya<br />
<br />
1000gr ekmek ayarında ve 4 numaralı programda (3 saat 50 dakikalık) yoğruluyor, mayalanıyor ve pişiyor.<br />
<br />
program başladıktan 15-20 dakika sonra makina bipbip yapınca, tarif 140 gr diyor ama ben daha az koydum, daha çok da koyabilirsiniz tabii, kuru üzümleri de hamurun üzerine boşaltıyorsunuz.<br />
<br />
ilk günden sonra buzdolabında muhafaza ederseniz günlerce kesip kesip yiyebileceğiniz koca bir üzümlü ekmeğiniz oluyor.<br />
<br />
epeydir ekmek makinalı tarif koymamıştım. benim makina tefal bu arada. belirtmekte fayda olabilir.<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-19999793518469195722016-06-22T15:02:00.001+02:002016-06-22T15:02:32.815+02:00ıspanaklı bulgur pilavı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXXuZMnJ9CbJS97h-fovHbl5sWrUROBG24xGvM_58cSJNas00Q1X0ehDzhTbsI1RvL4cW3jb4LmTVBv150EVDlpctoWCN5IZOrUciw68ynNUll4accEbVWS_haSIdN0uxyR2ARfu6iTTo/s1600/image+%25285%2529.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXXuZMnJ9CbJS97h-fovHbl5sWrUROBG24xGvM_58cSJNas00Q1X0ehDzhTbsI1RvL4cW3jb4LmTVBv150EVDlpctoWCN5IZOrUciw68ynNUll4accEbVWS_haSIdN0uxyR2ARfu6iTTo/s320/image+%25285%2529.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2manvUCbi44NXPAt2KjrUZv1mWaWP6bBRnETCzOHE48hGC-0RVKx8ksBUKWNuI9XzG2doysYX7Mq-2LPbU7cWncARoI9919lJLM6KJKMdVfyLMzbHqEAb6YdfBKcoSRexQh7p30G1mTg/s1600/image+%25286%2529.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2manvUCbi44NXPAt2KjrUZv1mWaWP6bBRnETCzOHE48hGC-0RVKx8ksBUKWNuI9XzG2doysYX7Mq-2LPbU7cWncARoI9919lJLM6KJKMdVfyLMzbHqEAb6YdfBKcoSRexQh7p30G1mTg/s320/image+%25286%2529.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
bulgur pilavına bayılıyorum. değişik bir çeşidini bulunca çok sevindim. ne zamandır deniyim şunu diyordum. sonuç da harika oldu. ıspanaklı bulgur mu, diye burun kıvıran ev halkı da bayıla bayıla yedi :)<br />
<br />
250-300 gr ıspanak<br />
2-3 soğan<br />
6 diş sarımsak<br />
2 su bardağı pilavlık bulgur<br />
2 çorba kaşığı biber salçası<br />
1 çorba kaşığı domates salçası<br />
1 çay bardağı zeytinyağ<br />
4 su bardağı su<br />
tuz, karabiber, kırmızı biber<br />
<br />
ıspanakların hem yapraklarını hem de saplarını kullanabiliriz. burda paket içinde sadece yapraklar satılıyor. yani sadece yapraklarla yaptım ben. ama tarifte hepsini kullanabilirsiniz diyordu.<br />
<br />
ıspanakları, soğan ve sarımsağı ince ince doğruyoruz.<br />
<br />
tencereye aldığımız sebzelerin üzerine bulgur, salça, zeytinyağ ve tuzu da ekleyip tahta bir kaşıkla iyice karıştırıyoruz.<br />
<br />
sonra üzerine suyunu ekleyip kısık ateşte üzeri kapalı bir şekilde pişiriyoruz.<br />
<br />
arada kapağı açıp yemeği karıştırabiliriz. bulgurlar yumuşamadan suyu biterse bir çay bardağı sıcak su ekleyebilirsiniz.<br />
<br />
bulgurlar yumuşadı ve tüm suyunu çektiyse altını kapatıp 10-15 dakika demlenmeye bırakıyoruz.<br />
<br />
servis yaparken üzerine karabiber ekiyoruz. acı severler yemeği pişirme aşamasında kırmızı biber de ekleyebilirler. kullandığım biber salçası hafif acıydı, bu yüzden bir de acı biber koymadım.<br />
<br />
yanında tuzlu ayran olmazsa olmazı bu yemeğin. çok, çok, çok afiyet oluyor sonra :)<br />
<br />
bu pilavı ıspanak yerine pazı hatta asma yaprağı ile yapmak mümkün.<br />
<br />
tarif canım arkadaşım arzu aygen'in "sevgili mutfak" kitabından. bu kitabı her açışımda içinde daha önce görmediğim birşeye rastlıyorum sanki. halbuki kitabın okumalarını yapan ve sağolsun, arzu'nun editör diye adlandırdığı kişilerden biriyim.<br />
<br />
şu linkten kitaba ulaşabilirsiniz:<br />
<a href="http://www.kitapyurdu.com/kitap/sevgili-mutfak-amp-saglik-gelenek-dogallik-kolaylik-ve-lezzet-bir-arada/341600.html&manufacturer_id=33725">http://www.kitapyurdu.com/kitap/sevgili-mutfak-amp-saglik-gelenek-dogallik-kolaylik-ve-lezzet-bir-arada/341600.html&manufacturer_id=33725</a><br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-59160376913252379022016-06-16T20:45:00.000+02:002016-06-16T20:45:18.627+02:00pideekmek fırınlarında satılan değil de pastanelerden aldığımız pidelerden bu. gurbet ellerde hiç yoktan iyidir :)<br />
<br />
3 cup un (525 gr)<br />
1 yumurta<br />
1 yemek kaşığı kuru maya<br />
2 yemek kaşığı toz şeker<br />
1 yemek kaşığı tuz<br />
1/2 cup ılık süt (100 ml)<br />
1 cup ılık su (200 ml)<br />
1 yemek kaşığı zeytinyağ<br />
susam ve çörek otu<br />
<br />
un, maya, şeker ve tuzu br kabın içerisinde karıştırıyoruz. ortasına bir çukur açıyoruz.<br />
<br />
yumurtanın beyazını ve sarısını ayırıp beyazını ve ılık sütü de ortaya döküyoruz. yanlardan yavaş yavaş unu ortaya alıp elimizle karıştırıyoruz. suyu çok yavaş yavaş ekliyoruz çünkü tümünü kullanmıyoruz. 1 cup suyun dörtte birini ancak kullanmışımdır.<br />
<br />
hamuru yoğuruyoruz. elimize yapışmayacak ama oldukça da yumuşak bir hamur oluyor. son olarak zeytinyağı da ekleyip gene yoğuruyoruz.<br />
<br />
sonra üzerine bir örtü örtüp evin sıcak bir köşesinde en az 1 saat bekliyor. ne kadar çok beklerse hamur o kadar çok kabarır. vaktiniz varsa hamuru erken yoğurup 3-5 saat bekletebilirsiniz.<br />
<br />
sonra hamuru elinizde biraz daha yoğuruyorsunuz. sadece pof kabarıklığı gidiyor. çok fazla yoğurmaya gerek yok. elimizle şekil de veriyoruz.<br />
<br />
yapışmaz kağıt serdiğimiz fırın tepsisine pideyi yerleştiriyoruz.<br />
<br />
üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürüp susam ve çörek otu serpiştiriyoruz.<br />
<br />
190 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiyor.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-67258709744331291352016-05-30T10:32:00.002+02:002016-05-30T10:33:41.708+02:00tango with lions<span style="background-color: white; font-family: Roboto, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;">I wanna meet a friend
In a bar tonight
The evening is long
So long I hardly move
A can in my hand
A picture in my mind
A voice I need to hear,
A laugh I need to show
We're lonely, babe
In a boat, again
I need to see a friend tonight
Or see the people in a bar
I wish they could not see me at all
How I wish I could describe their pain
Or my pain
The mystic light, the choir of smoke
The smell of wood, the pose, the joke
The dirty little world inside
That needs to come out
Needs to come out
I wanna meet a friend
In a bar tonight
The evening is long
If only I had that strength
To see those people,
All so lonely as me
All so lonely
All so lonely as me</span><br />
<span style="background-color: white; font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"><br /></span>
<span style="background-color: white; font-size: 13px; line-height: 16.9px; white-space: pre-wrap;"><span style="font-family: "roboto" , "arial" , sans-serif;"><iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/IhqqZN0H7CI" width="420"></iframe></span></span>sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-58019065125517869862016-05-25T19:16:00.001+02:002016-05-25T19:19:24.459+02:00çilekli ve kremalı kurabiye<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKs2_r4O6yqngdjR3HZJYO3vsHMYeN6qHzb_vVUIeifEw-tsiIpBJR5b7YCfIF53Zy-H8Y_kLrvNgrK7U3bto1iGC3Znp7CmPDV1YF56Xg5GBGrUwgIXnAP5YYljUSEJEjMVGVxt-TMq4/s1600/13247755_10154290759298701_6229756731638007028_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="246" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiKs2_r4O6yqngdjR3HZJYO3vsHMYeN6qHzb_vVUIeifEw-tsiIpBJR5b7YCfIF53Zy-H8Y_kLrvNgrK7U3bto1iGC3Znp7CmPDV1YF56Xg5GBGrUwgIXnAP5YYljUSEJEjMVGVxt-TMq4/s320/13247755_10154290759298701_6229756731638007028_o.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
büyük bir kase çilek<br />
6 yemek kaşığı toz şeker<br />
7 1/2 dl un<br />
1 yemek kaşığı kabartma tozu<br />
tuz<br />
100 gr tereyağ<br />
1 yumurta<br />
1 3/4 dl süt<br />
2 1/2 dl krema<br />
pudra şekeri<br />
<br />
önce çilekleri yıkayıp, küçük parçalara kesip 3 kaşık toz şekerle karıştırıyoruz. kurabiyeler hazırlanırken onlar buzdolabında bekliyor.<br />
<br />
un, kabartma tozu, 3 kaşık şeker, bir çimdik tuz ve bıçakla parça parça kestiğimiz tereyağını bir kaba koyup mikserim hamur yoğurma uçları ile karıştırıyoruz. kırpık kırpık bir hamur oluyor. sonra yumurta ve sütü ekleyip elimizle yoğurmaya başlıyoruz. yumuşak, ele yapışmayacak bir hamur oluyor.<br />
<br />
hamurdan parçalar alıp büyük düz bir tabağın üstünde, çapı yaklaşık 5 cm'lik bir bardağı kalıp olarak kullanarak 2 cm kalınlığında yuvarlak parçalar yapıyoruz. bizim hamurdan 15 yuvarlak çıktı.<br />
<br />
bunları yapışmaz kağıt serdiğimiz fırın tepsisine diziyoruz ve 230 derece ısınmış fırında 13 dakika pişiriyoruz. fırından çıkartıp soğumasını bekliyoruz. sonra da enlemesine ortadan ikiye kesiyoruz.<br />
<br />
taze kremayı çok az pudra şeker ile çırpıp katı hale getiriyoruz. türkiye'de buna karşılık kullanabileceğiniz krem şanti var sanırım.<br />
<br />
kurabiyelerin tabanına önce çilek sonra krema koyup üzerine de üst parçayı yerleştiriyoruz.<br />
<br />
en son pudra şekeri ile süslüyoruz.<br />
<br />
krema sıkma aygıtınız varsa hem ortadaki kremayı onunla sıkabilirsiniz hem de en üste minik bir kreamlı süs de yapabilirsiniz. bizim tarif kitabındaki resimde o şekildeydi.<br />
<br />
bu tatlı hazırlanıp saatlerce hatta günlerce bekleyecek birşey değil. bu yüzden kurabiyelerin yiyeceğiniz kadarını meyve ve kremayla hazırlayıp kalanlarını daha sonra yemek üzere saklayabilirsiniz. kurabiyeler reçel ve balla da harika oluyor :p<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-10402844663939627072016-04-12T19:47:00.001+02:002016-04-12T19:47:57.126+02:00çikolatalı kek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnJ9wIk1lzWuirQZAfoaWSHApyScFaAOKnck_BjhH68sy59DkP0jtM6sNy07vxOuHbPTBRs_Y1y93VZfOAQX9pDCjblauEkDaja4ZJ7JgI61SEfC3w_Yx2HUbub_3OHwlk7DCueCPps-g/s1600/kekmek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgnJ9wIk1lzWuirQZAfoaWSHApyScFaAOKnck_BjhH68sy59DkP0jtM6sNy07vxOuHbPTBRs_Y1y93VZfOAQX9pDCjblauEkDaja4ZJ7JgI61SEfC3w_Yx2HUbub_3OHwlk7DCueCPps-g/s320/kekmek.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3X74q0CBGSSoWSIMgv3aNOOGxb8WtSJex6suO4ispVd8Z0g-aRH-RNndfibrhyphenhyphenPcXahXR9YYOy9GHnwDh8jYFa83F5xBKs6uSoyxzSXP6Eu4oHAA7aw370fSAwPG7wYQy9UrP9m_iPA8/s1600/kekmek2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3X74q0CBGSSoWSIMgv3aNOOGxb8WtSJex6suO4ispVd8Z0g-aRH-RNndfibrhyphenhyphenPcXahXR9YYOy9GHnwDh8jYFa83F5xBKs6uSoyxzSXP6Eu4oHAA7aw370fSAwPG7wYQy9UrP9m_iPA8/s320/kekmek2.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtc6GYN4F3AP4zmen39AV2F57qTkgKk7GHlsmXFPFieeoKL18ef9CXriJF2iQoqANKbMiOLOHmfXzZD8WiQpUVEqQjWh-Z8gz_muC2mwYTCi1mHkqhA58HYqxLGpU__ce2Md_Sw80ytM/s1600/kekmek3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMtc6GYN4F3AP4zmen39AV2F57qTkgKk7GHlsmXFPFieeoKL18ef9CXriJF2iQoqANKbMiOLOHmfXzZD8WiQpUVEqQjWh-Z8gz_muC2mwYTCi1mHkqhA58HYqxLGpU__ce2Md_Sw80ytM/s320/kekmek3.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
bu kekte çikolata var, un yok.<br />
<br />
ölçü birimleri bir garip. tarifi internette dolanırken gördüm. amerikalı bir kadıncağız hem yaptı, hem anlattı, ben de not aldım. ne dediyse o..<br />
<br />
8 onz (ounce) çikolata<br />
6 yemek kaşığı tereyağ (tuzsuz)<br />
6 büyük yumurta<br />
1/2 cup toz şeker<br />
<br />
200 gr yani bir tablet pasta yapmalık çikolata aldım. bunu parçalara ayırıp ölçü kabına doldurunca orta boy bir su bardağı 8 onz oluyor.<br />
<br />
tereyağ ve çikolata parçalarını benmari usulü eritip karıştırıyoruz.<br />
<br />
diğer tarafta yumurtaların sarısı ve beyazını ayırıyoruz.<br />
<br />
beyazları mikserle, ara ara toz şeker ekliyerek, beze yapacakmış gibi bembeyaz ve sert olana kadar yüksek devirde çırpıyoruz.<br />
<br />
yumurta sarılarını tereyağlı çilolata karışımına ekleyip bir kaşıkla iyice karıştırıyoruz.<br />
<br />
son olarak da yumurtalı tereyağlı çikolata karışımını yumurta aklarına ekleyip gene bir kaşıkla, yumurta aklarının pofudukluğunu bozmamaya dikkat ederek karıştırıyoruz.<br />
<br />
kelepçeli kek kalıbına döktüğümüz keki 135 derece fırında 45-50 dakika pişiriyoruz.<br />
<br />
yumuşacık, pofuduk, karika bir kek oluyor.<br />
<br />
soğuduktan sonra üzerini pudra şekeri ile süsleyebilirsiniz. ayrıca yanına krema da çok yakışır.sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-5299957657799512612016-03-24T20:07:00.000+01:002016-03-24T20:07:45.593+01:00çikolatalı kurabiye<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8W_18JnuHKsL8cRueWJ55MF_2zZUC3vicEPjRB9t_DTFb0l4iKRWAghUFHxOWEcwC7NtXFWyLt29XprNGfeAW86De47qdANdeWQm9TJoiBbiEeF9i-EjmtUIgcpkXvpIwO4ZyA05Q2G0/s1600/kurabiye.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8W_18JnuHKsL8cRueWJ55MF_2zZUC3vicEPjRB9t_DTFb0l4iKRWAghUFHxOWEcwC7NtXFWyLt29XprNGfeAW86De47qdANdeWQm9TJoiBbiEeF9i-EjmtUIgcpkXvpIwO4ZyA05Q2G0/s320/kurabiye.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
günlerdir kurabiye yapmak istiyorduk ama bir türlü fırsat olmamıştı. yarından başlayarak 4 gün burda paskalya tatili. iş ve okul tatil olduğuna göre son enerjimizi bu iş için kullanabiliriz diye düşündüm :)<br />
<br />
nedense amerikalılara mal olmuş bu kurabiye. orijinal adı chocolate chip cookies.<br />
<br />
200 gr tereyağ (oda sıcaklığında)<br />
3 dl tozşeker<br />
2 çay kaşığı vanilya<br />
2 yemek kaşığı şurup (sirap)<br />
2 yumurta<br />
6.5 dl un<br />
1 çay kaşığı kabartma tozu<br />
1/2 çay kaşığı tuz<br />
300 gr siyah çikolata<br />
<br />
sirap daha önce kullanmamıştım ama kurabiye, pasta tariflerinde rastlıyordum. sonunda bu tarif için aldım. koyu bir şerbet sanki bu. markette pasta malzemeleri reyonunda var.<br />
<br />
tarifte çikolatayı bıçak yardımıyla parçalayın yazıyordu ama gene pasta reyonunda paket içinde parçalanmışını buldum :)<br />
<br />
tereyağ, şeker, vanilya ve şurubu bir kaba koyup mikserle karıştırıyoruz. üzerine yumurtaları koyup çırpmaya devam ediyoruz. sonra un, kabartma tozu ve tuzu da ekleyip elimizle yoğurup yumuşak bir hamur elde ediyoruz. hamur hazır olunca çikolatayı da karıştırıp istediğimiz büyüklükteki kurabiyeleri yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye diziyoruz.<br />
<br />
kurabiyeler pişince büyüyor, aralıklarını ona göre ayarlamak lazım.<br />
<br />
kurabiyeler bitmeye yakın fırını 180 derece açıyoruz. ısınmış fırında hafif kahverengi oluncaya kadar 20 dakika kadar pişiyorlar.<br />
<br />
fırından çıkar çıkmaz sanki ortaları yumuşakmış gibi ama soğuduklarında kıtır kıtır bir kurabiye oluyor.<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-18809835084671522552016-02-07T13:15:00.002+01:002016-02-07T13:24:58.407+01:00ahududulu krep<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlnGjjFMqR2Scol7OItd-VhtyuYDKBacUavng4WoJ5btz0OlHix2HT5tzHD4djjLbVkaYyNkrVqt-5ykLT3eDxuwevYs4dq5YiSQo1sJjFhPU4ZL3ZwkksnNXdcxuLNXX6RO2MsPsh8Z0/s1600/IMG_5030.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlnGjjFMqR2Scol7OItd-VhtyuYDKBacUavng4WoJ5btz0OlHix2HT5tzHD4djjLbVkaYyNkrVqt-5ykLT3eDxuwevYs4dq5YiSQo1sJjFhPU4ZL3ZwkksnNXdcxuLNXX6RO2MsPsh8Z0/s320/IMG_5030.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
aslında adı rosa pannkakstarta, yani pembe krep pastası :)<br />
<br />
<i>krep için:</i><br />
2 dl un<br />
2 çay kaşığı vanilya<br />
bir çimdik tuz<br />
2 yumurta<br />
1.5 dl süt<br />
<br />
tüm malzemeyi karıştırıp, çırpıp 20 dakika dinlendiriyoruz.<br />
<br />
krepleri yapacağımız tavayı ısıtıp yüzeyinde azıcık tereyağ gezdiriyoruz. sonra bir çorba kepçesi kadar krep sıvısını tavaya döküyoruz. tavayı sağa sola eğip tüm yüzeye yayılmasını sağlıyoruz. altı pişince spatula ile çevirip diğer yüzeyini de pişiriyoruz.<br />
<br />
bu miktarla 4-5 krep çıkıyor.<br />
<br />
krepler soğurken de içini hazırlıyoruz.<br />
<br />
300 gr ahududu<br />
2 yemek kaşığı pudra şeker<br />
1/2 limon suyu<br />
150 gr labne peynir<br />
1-2 galeta<br />
2 yemek kaşığı kahverengi toz şeker (beyaz da olur)<br />
<br />
tarif ahududu ile verilmişti. bence tüm berry ailesi ile olur.<br />
<br />
ahududulardan 7-8 tane ayırıp kalanları çatalla ezdim. sonra tüm malzemeyi üzerine koyup iyice karıştırıyoruz. galetaları da elimizle ufalıyoruz. pembe bir krema oluyor.<br />
<br />
krepler ılıkken en alta bir krep üstüne pembe krema, üzerine bir kat daha krep ve sonra gene krema şeklinde üst üste diziyoruz. en üstteki krepin üzerine pudra şekeri serpip üzerini meyve ile süslüyoruz.<br />
<br />
yapılır yapılmaz yemek daha güzel. bekleyince üstteki pudra şekerler eriyor, krepler sertleşiyor.<br />
<br />
çocuklarla birlikte yapılmak üzere hazırlanmış pasta masta tariflerinin bulunduğu bir kitaptan denedik bu tarifi :)<br />
<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-90125363165904253772015-12-17T16:31:00.000+01:002015-12-17T16:31:11.690+01:00güzellik vs çirkinlik<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_5672d4c15d56f1c70288024">
Bir gün, Güzellik ve Çirkinlik deniz kıyısında karşılaştılar. Biri, öbürüne "Haydi yıkanalım" dedi.<br />
<br />
Soyunup suya daldılar. Biraz sonra, Çirkinlik kıyıya çıkıp Güzelliğin giysilerini giydi ve yoluna devam etti.<br />
<br />
Güzellik de sudan çıktı. Giysilerini bulamayınca, çıplak kalmaktan da çok utandığı için, Çirkinliğin giysilerine büründü. Sonra, kendi yoluna gitti.<br />
<span class="text_exposed_hide"></span><div class="text_exposed_show">
<br />
İşte, o gün bugündür, erkekler ve kadınlar Güzellikle Çirkinliği birbirine karıştırdılar.<br />
<br />
Ancak, kimi insanlar, ona ait olmayan giysilerine rağmen Güzelliğin yüzünü gördüler ve onu tanıdılar. Kimi insanlar da tanırlar Çirkinliğin yüzünü; giysiler onu gözlerinden saklayamaz.<br />
<br />
Halil Cibran'ın "Gezgin" kitabından "Giysiler" adlı öyküsü</div>
</div>
sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-75655919178110288892015-11-20T19:46:00.001+01:002015-11-20T19:46:57.595+01:00patatesli poğaça<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQZDeph9wem6P-ux3B4VoMt16ddbfeXoA2Up0fh3wvSQnKy_s3S4LjGRLjiaCwvE4tfb6sG0AInrfhyphenhyphenohsDiyJqH11QDNN3Qt2CeoY9BOUyFBT7vuIpB17vHz2hH7Utukdm2kN4l7gmjE/s1600/IMG_4785.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQZDeph9wem6P-ux3B4VoMt16ddbfeXoA2Up0fh3wvSQnKy_s3S4LjGRLjiaCwvE4tfb6sG0AInrfhyphenhyphenohsDiyJqH11QDNN3Qt2CeoY9BOUyFBT7vuIpB17vHz2hH7Utukdm2kN4l7gmjE/s320/IMG_4785.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
1 tatlı kaşığı tuz<br />
1 yemek kaşığı şeker<br />
1 yemek kaşığı kuru maya<br />
1 su bardağı ılık süt<br />
1 su bardağı zeytinyağı<br />
1 su bardağı madensuyu<br />
2 yumurta (birinin sarısı ayrılacak)<br />
<br />
yukardaki tüm malzemeyi hamuru yoğuracağımız kaba koyup karıştırıyoruz.<br />
<br />
sonra üzerine un ekliyoruz. elimize yapışmayacak, yumuşak bir hamur elde ediyoruz. üzerini kapatıp ılık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakıyoruz.<br />
<br />
bu sırada da içini hazırlıyoruz. evde taze maydanoz olmadığı için patatesle yaptım. tarif beyaz peynirli, maydanozlu idi. eminim öyle de çok şahane oluyordur.<br />
<br />
3 orta boy patatesi iyice haşlayıp soydum. bir büyük soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında çevirdim. sonra tuz, karabiber ve 1 tatlı kaşığı salça ekledim. çatalla ezip püre yaptığım patatesleri ekleyip karıştırdım.<br />
<br />
1 saat sonra hamur kocaman kabarmış oluyor. ister büyük parçalar alıp büyük poğaçalar yapın ister küçük. elinizde yuvarladığınız yumrunun üzerine bastırıp kahve tabağı büyüklüğündeki yuvarlağın ortasına iç malzemesinden koyup bütün kenarları ortada toplayıp birleştiriyoruz. poğaçaları bu kısım alta gelecek şekilde yanmaz kağıt yerleştirdiğimiz fırın tepsisinin üzerine yerleştiriyoruz.<br />
<br />
üzerlerine içine çok az zeytinyap döküp karıştırdığımız yumurta sarısını sürüp susam serpiştiriyoruz.<br />
<br />
1 saat kadar da böyle bekletiyoruz. daha kısa da olabilir bu zaman. size kalmış.<br />
<br />
180 derece fırında yarım saatte pişiyor. poğaçaları yerleştirirken, pişerken de büyüyeceklerini unutmayın..<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-19808025173385021712015-10-09T15:17:00.001+02:002015-10-09T15:17:38.796+02:00muzlu kek<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7Hf77hgiJkti1GmmYPPW_c8E5_PGn6DA1JyG3NNGXXPexQUqbL2cd3XCfIZwAKGCkOSw3FJ_5CIuxfL2ldcBhewaAJR429enJGHI6GKaIbUikcD-61DwL6lJJK38twnRbxak-QXEC3GI/s1600/IMG_4723.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7Hf77hgiJkti1GmmYPPW_c8E5_PGn6DA1JyG3NNGXXPexQUqbL2cd3XCfIZwAKGCkOSw3FJ_5CIuxfL2ldcBhewaAJR429enJGHI6GKaIbUikcD-61DwL6lJJK38twnRbxak-QXEC3GI/s320/IMG_4723.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
100 gr tereyağ<br />
1.5 dl esmer şeker<br />
2 yumurta<br />
2 olgun muz<br />
1.5 dl un<br />
2 yk vanilya<br />
2 ck kabartma tozu<br />
<br />
tereyağı eritip oda sıcaklığına gelmesini bekliyoruz. muzu çatalla ezip püre yapıyoruz. <br />
<br />
sırasıyla yukardaki tüm malzemeleri bir kaba koyup çırpma teliyle az karıştırıyoruz. hatta kaşıkla da karıştırabilirsiniz. çılgınca çırpmaya hiç gerek yok.<br />
<br />
en yüksek derecede 9 dakika mikro dalga fırında pişiyor. soğuduktan sonra servis yapıyoruz.<br />
<br />
süper basit ve güzel bir kek.. sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-85056760772820033512015-10-01T09:53:00.000+02:002015-10-01T09:54:58.455+02:00nyponsockerkaka<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjugAtWnDN5C_iHfoWo07esUue6is3h6R7B4EkYAW9CRreo6jywfkgDf9y5-C0-QjaJ9wIEOkNd7HIFLIyozm99J0sxJakXW91XZbhIUDP1oTA-zRrkuZyKq3pKbk1I_5oSL2FP0Ta5Cao/s1600/kek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjugAtWnDN5C_iHfoWo07esUue6is3h6R7B4EkYAW9CRreo6jywfkgDf9y5-C0-QjaJ9wIEOkNd7HIFLIyozm99J0sxJakXW91XZbhIUDP1oTA-zRrkuZyKq3pKbk1I_5oSL2FP0Ta5Cao/s320/kek.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
türkçesi: kuşburnulu kek ya da kuşburunlu kek :)<br />
<br />
parklar, bahçeler, her yer kuşburnu doldu birden. bu tabiat ana nasıl bir ressam, inanılmaz. sonbaharın gelişiyle her yeri sarı ve kırmızıya boyadı. kırmızı-turuncu kuşburnu çalıları da tabloya renk kattı.<br />
<br />
işe yakın bir çalı üzerindekilerin pek bir tatlı olduğunu keşfettim. bir öğle arası biraz toplayıp eve getirdim. amacım bikaç gün önce gördüğüm nyponsockerkaka'yı denemekti.<br />
<br />
kuşburnu, sanırım, şu şekilde temizleniyor. önce saplı kısmını kestim. sonra ortadan ikiye. içi çekirdekli ve biraz da tüylü bir meyve bu. kah bıçağın ucuyla, kah bir çay kaşığı ile zaman zaman da parmak uçlarımla çekirdekleri temizledim. sonra da yıkadım. bir büyük bardak dolusu ayıklanmış kuşburnum olmuş oldu.<br />
<br />
ve işte tarif:<br />
<br />
3 dl taze kuşburnu<br />
75 gr tereyağ<br />
3 dl (180gr) un<br />
2 çay kaşığı kabartma tozu<br />
2 çay kaşığı vanilya<br />
3 yumurta<br />
2 dl toz şeker<br />
1 dl graddfil<br />
(1/2 dl tatlı sherry)<br />
<br />
tarife geçmeden son iki maddeyi de açıklığa kavuşturayım. sherry kullanmadım, olsa, hoş bir esans olacaktı diye tahmin ediyorum. graddfil bir çeşit krema ama tatlı değil. adeta süzme yoğurt gibi birşey. bence bunun yerine yoğurt da kullanılabilir.<br />
<br />
tereyağı eritip soğumasını bekliyoruz. bir kapta un, kabartma tozu ve vanilyayı karıştırıyoruz. başka bir kapta yumurta ve şekeri mikserle iyice çırpıyoruz. unlu karışımı, kremayı (ya da yoğurt), tereyağı da ekleyip mikserle karıştırmaya devam ediyoruz.<br />
<br />
gelişigüzel parçalara böldüğümüz bir bardak kuşburnunun yarıdan biraz fazlasını da karışıma katıp kaşıkla şöyle bir karıştırıyoruz. hamuru kek kalıbına boşaltıp kalan kuşburnuları da üzerine serpiştiriyoruz.<br />
<br />
175 derece fırında yaklaşık 45 dakika pişiyor. klasik kek kontrol yöntemi ile bakıp fırından çıkartıyoruz.<br />
<br />
çok lezettli bir kek oldu. hafif ekşi kuşburnu keke çok yakıştı. kekin hamurunu da çok beğendim. bunu incir, kayısı gibi kuru meyvelerle de deneyeceğim.<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-21588168864379257532015-08-21T19:23:00.001+02:002015-08-21T19:23:18.226+02:00limonlu brownie<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIOLvZEnPupsE35Cp5CFcLa8FBk6FscEfXFl6705ZU0YPbLtDoLAper8HCe4ipAzt88OKdpSIpZzS21DTnb0cmfYQ1KzQlejzYWkHN3pj5aRrUHI4P2yvWbsggpDZJTzqLFzFN_WXXslA/s1600/picture-15.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIOLvZEnPupsE35Cp5CFcLa8FBk6FscEfXFl6705ZU0YPbLtDoLAper8HCe4ipAzt88OKdpSIpZzS21DTnb0cmfYQ1KzQlejzYWkHN3pj5aRrUHI4P2yvWbsggpDZJTzqLFzFN_WXXslA/s320/picture-15.jpeg" width="320" /></a></div>
<br />
gene internette alakasız birşeye bakarken rastladığım, hatta youtube'da videosunu izlediğim bir tarif bu. lemon brownies yapmak gerçekten çok basit..<br />
<br />
1 cup un<br />
3/4 cup toz şeker<br />
1/4 tsp (çay kaşığı) tuz<br />
1/4 tsp karbonat<br />
2 yumurta<br />
1/4 cup yoğurt<br />
3 tbsp (yemek kaşığı) zeytinyağ<br />
2 tbsp limon suyu<br />
2 limon kabuğu rendesi<br />
<br />
hepsini çukur bir kaba koyup bir kaşıkla güzelce karıştırıyoruz. mikserle çırpmak falan yok. miktarı çok olmayan, akışkan bir kek hamuru oluyor.<br />
<br />
çok büyük olmayan kare ya da yuvarlak bir fırın kabının içine aluminyum folyo döşüyoruz. kek hamurunu bunun içine döküyoruz. sağa sola sallayarak her tarafa eşit yayılmasını sağlıyoruz.<br />
<br />
180 derece fırında 20-25 dakika pişiyor. dışarı çıkıp soğumaya bırakıyoruz.<br />
<br />
bu esnada biz de üstünü hazırlıyoruz.<br />
<br />
1 cup pudra şekeri<br />
1 limon kabuğu rendesi<br />
1 limon suyu<br />
<br />
pudra şekeri ve limon kabuğu rendesini bir kabın içine koyuyoruz. sonra üzerine çok az limon suyu koyup kaşıkla yuvarlaklar çizerek hızlı hızlı karıştırıyoruz. gerçekten çok az limon suyuyla oluyor bu. en baştan az koyup azar azar eklemekte fayda var. pudra şekeri limonun içinde eriyor ve adeta jöle gibi birşey oluyor.<br />
<br />
soğuyan keki folyonun kenarlarından tutup fırın kabından çıkartıyoruz. folyoyu da altından rahatça alıyoruz. bir servis tabağına aktarıyoruz.<br />
<br />
hazırladığımız limonlu jöleyi kekin üstüne komple sürüyoruz. ince bir tabaka olması yeterli. çünkü zaten çok tatlı oluyor bu jölemsi şekerleme.<br />
<br />
hem kek hem de üstünün şekerlemesi ile çok başarılı bir tarif..<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-77041470825897524222015-08-17T14:22:00.000+02:002015-08-17T14:23:11.505+02:00zhuangzi<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeJbKMywkFLUeIKm9SiR3e-Nak6l6yebyDdtDhVfSyX9NGcDWFkMbYfXl10vXGkjG_LStf5unmWk0d1l2vFdr4xivDDf8mtZXfvZUAus1kB1itkvQTwXUd_IrcaOHBQKyCUnin7clNKt4/s1600/zhuangzi-contemplates-waterfall1%255B1%255D.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="262" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgeJbKMywkFLUeIKm9SiR3e-Nak6l6yebyDdtDhVfSyX9NGcDWFkMbYfXl10vXGkjG_LStf5unmWk0d1l2vFdr4xivDDf8mtZXfvZUAus1kB1itkvQTwXUd_IrcaOHBQKyCUnin7clNKt4/s320/zhuangzi-contemplates-waterfall1%255B1%255D.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
"a trap is for fish: when you've got the fish, you can forget the trap. a snare is for rabbits: when you've got the rabbit, you can forget the snare. words are for meaning: when you've got the meaning, you can forget the words. where can I find someone who's forgotten words so I can have a word with him?..."<br />
<br />
-zhuangzi<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-37284946482977081092015-08-11T17:30:00.002+02:002015-08-11T17:31:27.484+02:00tepsi köftesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAlU5efDh7CRsvF7Ok2KaMcdajLvj0h1yrHLTzU1jkbvhgpQ7WKw_aLpDWcJh9ovZ-I9IQbApeXWFj1AD3vwZCguwt3LAEYoaJBwwlPTxbVfT84fbBHMEcu1zCJnEwhmg83i5-7cNtQy4/s1600/IMG_4638.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAlU5efDh7CRsvF7Ok2KaMcdajLvj0h1yrHLTzU1jkbvhgpQ7WKw_aLpDWcJh9ovZ-I9IQbApeXWFj1AD3vwZCguwt3LAEYoaJBwwlPTxbVfT84fbBHMEcu1zCJnEwhmg83i5-7cNtQy4/s320/IMG_4638.JPG" width="240" /></a></div>
<br />
1/2 kg kıyma<br />
1 yumurta<br />
1/2 su bardağı ekmek kırıntısı (ströbröd)<br />
1 soğan<br />
1 su bardağı havuç, bezelye<br />
1 avuç maydanoz<br />
<br />
soğanı rendeliyoruz ya da robottan geçiriyoruz. havuç ve bezelyeler hariç tüm malzemeyi bir kapta yoğuruyoruz. sonra sebzeleri de ekleyip karıştırıyoruz. ben buzlukta kalmış yarım paketten az havuç, bezelye ve hatta mısır karışımını koydum. mısır da gayet güzel oldu :)<br />
<br />
köfteyi fırın kabına yayıp üzerine 5-6 minik tereyağ parçası koyuyoruz. <br />
<br />
bir kasede yarım bardak suyla bir kaşık domates ve bir kaşık da biber salçasını karıştırıp köftenin üzerine yayıyoruz.<br />
<br />
180 derece fırında 40-45 dakika kadar pişiyor.<br />
<br />
fotosu çok başarılı olmadı galiba ama köfte çok güzel oldu :)sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-82753409781390998222015-08-05T11:58:00.002+02:002015-08-05T11:58:41.479+02:00mozaik pasta<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgymOJO6jP4ZgmIxIKV8KbsQ0hGhYl3zWg-N3BCbxvdVYTfiL-O10TvwWBJNYRQyK-S3wn6POWx5xK4XUidssHakTB5COWIAqGKMYrRGYUrlzW8LRYpOq7hgDMyCCmJTopy_c-0msJH1BA/s1600/IMG_4601.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgymOJO6jP4ZgmIxIKV8KbsQ0hGhYl3zWg-N3BCbxvdVYTfiL-O10TvwWBJNYRQyK-S3wn6POWx5xK4XUidssHakTB5COWIAqGKMYrRGYUrlzW8LRYpOq7hgDMyCCmJTopy_c-0msJH1BA/s320/IMG_4601.JPG" width="240" /></a></div>
<br />
hepimizin çocukluğunun lezzetidir mozaik pasta. benim de hep aklımdaydı denemek ama bir türlü sıra gelmemişti. geçenlerde burçak arkadaşım pattadanak tarifi yazdı bana. ben de eve gidip ilk iş bunu yaptım. dün akşam yedik. çok beğendik :)<br />
<br />
1 bardak şeker<br />
1 bardak süt<br />
1/2 vanilya çubuğu<br />
125 gram tereyağ<br />
3 çorba kaşığı kakao<br />
500 gr sade pötibör bisküvi<br />
1 yumurta<br />
4 adet kumkuat<br />
<br />
öncelikle iki konuyu açıklığa kavuşturmak isterim. vanilya çubuğu yerine toz vanilya kullandım. kumkuat adlı meyveyi burda bulmak mümkün değildi. annemin hazırlayıp buzdolabında tuttuğu portakal kabuğu rendesi, şeker karışımından kullandım onun da yerine. ben size orjinal tarifi yazıyorum. <br />
<br />
1 bardak süte bir bardak şekeri ve ortadan ikiye kestiğiniz vanilya çubuğunu ekleyip karıştırarak pişiriyorsunuz. ben vanilya çubuğu yerine 3 çay kaşığı toz vanilya koydum. hatta portakal kabuğu şekerlemesini de bu aşamada koydum. kaynamasına gerek yok. şeker tamamen eriyince ocaktan alıp soğumaya bırakıyorsunuz.<br />
<br />
ayrı bir tavada tereyağı eritip kakaoyu ekliyoruz. karıştırarak krema kıvamına getiriyoruz. <br />
<br />
sütlü karışımdan vanilya çubuklarını çıkartıp kakaolu tereyağı içine döküyoruz. hep beraber soğumaya devam ediyorlar.<br />
<br />
büyükçe bir kabın içine bisküvileri gelişigüzel kırıyoruz.<br />
<br />
sütlü karışım oda sıcaklığına geldikten sonra başka bir kapta yumurtayı çırpıyoruz ve bunu da süte ekleyip karıştırıyoruz.<br />
<br />
eğer kumkuat da koyacaksanız bunları ince ince doğruyorsunuz.<br />
<br />
sonra bütün malzemeyi bisküvilerin üzerine döküp çok ezmeden karıştırıyoruz. <br />
<br />
aluminyum folyo ya da buzdolabı streçine döküp istediğimiz gibi şekil veriyoruz. ben folyoya döküp ince uzun piramit şekli verdim. buzluğa koyup ertesi güne kadar bekletiyoruz. <br />
<br />
buzluktan çıkartıp ısınmadan dilimleyip servis yapıyoruz.<br />
sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-85652026731297717382015-08-03T14:19:00.001+02:002015-08-04T11:36:33.350+02:00havuçlu kabaklı çorba<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGRgrgVYdWPEtIsuZbewOKlPfIByCkX4giSAASH9EitphgD4bKoNiVs-BdX8uVY6k82yUFOekrnjLJD-2Fa76iSF-cPki0cwPERNOL52jM6iZXXCfRkpOWlnOrOuCCnCTDo2iaYHRZ_mE/s1600/IMG_4597.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGRgrgVYdWPEtIsuZbewOKlPfIByCkX4giSAASH9EitphgD4bKoNiVs-BdX8uVY6k82yUFOekrnjLJD-2Fa76iSF-cPki0cwPERNOL52jM6iZXXCfRkpOWlnOrOuCCnCTDo2iaYHRZ_mE/s320/IMG_4597.JPG" width="240" /></a></div>
<br />
2 adet kabak almıştım. daha önce yaptığım bir çorba vardı, onu yapmayı düşünüyordum. google'da "kabak çorbası" diye aratınca hep aynı çorba tarifine rastladım. bir de böyle deneyeyim dedim.<br />
<br />
2 adet kabak<br />
2 adet havuç<br />
2 çorba kaşığı tereyağ<br />
2 çorba kaşığı un<br />
1 bardak süt<br />
tuz, karabiber<br />
bir avuç ince doğranmış dereotu<br />
<br />
önce kabak ve havuçları soyup rendenin kalın tarafı ile rendeliyoruz. çorbayı yapacağımız tencerede tereyağını eritip sebzeleri içine koyuyoruz. bütün suyunu çekene kadar ara ara karıştırarak pişiriyoruz. unu ekleyip karıştırarak bikaç dakika daha sebzeleri kavuruyoruz.<br />
<br />
sonra çorba olacak kıvama gelene kadar üzerine sıcak su ekliyoruz. tuz ve kararbiber de koyuyoruz. böylece biraz daha pişiyor hem sebzeler hem de un. <br />
<br />
altını kısıp son olarak sütü koyuyoruz. tarif 1 bardak diyordu ama ben süt kutusundan dökerek bir yandan da çorbayı karıştırdım. beğendiğim kıvamda dökmeyi kestim. bir bardaktan daha az koydum sanırım.<br />
<br />
çorbayı karıştırarak 3-5 dakika daha pişiriyoruz. son olarak dereotunu ekleyip ocaktan indiriyoruz.<br />
<br />
sebzelerin rendelenmiş olarak çorbada yüzmesi benim hoşuma gidiyor ama bu tarz sebze çorbalarının tarifinde genelde piştikten sonra blendırdan geçiriliyor. öyle de yapıp, sonra dereotunu ekleyebilirsiniz.sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-67760702116155787922015-07-22T11:20:00.001+02:002015-07-22T11:22:09.598+02:00"gabriel's oboe"<br />
<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="344" src="https://www.youtube.com/embed/2WJhax7Jmxs" width="459"></iframe><br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5021428531326042827.post-81338391765117593182015-07-20T16:16:00.001+02:002015-07-20T16:23:15.346+02:00mackenzie thorpe<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_WYFdHY_3Q70oWVh5U_sgj6VgbTdNgWQNqgSIgVXkUYnMBKwqYREsBIgbV6W3jpbUe0SmHxZjidRkZZIbOzMsGLXmTCt9VoiJT0ot6qQTWvc_YgNY1gNuBYq7GJZeK_ShIwjyBOvfPvs/s1600/up+a+hill.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_WYFdHY_3Q70oWVh5U_sgj6VgbTdNgWQNqgSIgVXkUYnMBKwqYREsBIgbV6W3jpbUe0SmHxZjidRkZZIbOzMsGLXmTCt9VoiJT0ot6qQTWvc_YgNY1gNuBYq7GJZeK_ShIwjyBOvfPvs/s320/up+a+hill.jpg" width="222" /></a></div>
<br />
up a hill..<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4fGPa6LylMB8iN5L8C-EXY9WQI-e_72pP_bxfgZiJiaoufaDw-JANWBsrTKogKeB5nAkXc8z9zRlXxOg-gAZL_aiSdVx216ZgP3iDRjhsFxKZMUhLL9yPiIMve5hhp11TSIx8Gbdkoog/s1600/end+of+love.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4fGPa6LylMB8iN5L8C-EXY9WQI-e_72pP_bxfgZiJiaoufaDw-JANWBsrTKogKeB5nAkXc8z9zRlXxOg-gAZL_aiSdVx216ZgP3iDRjhsFxKZMUhLL9yPiIMve5hhp11TSIx8Gbdkoog/s320/end+of+love.jpg" width="281" /></a></div>
<br />
end of love..<br />
<br />
<br />sedefkurumhttp://www.blogger.com/profile/17472659377166247197noreply@blogger.com0