Sunday, February 27, 2011

zeytinyağlı biber dolması


8-10 adet dolmalık biber
1 büyük bardak pirinç
3-4 orta boy soğan
1 domates
zeytinyağ
tuz, şeker, nane, dereotu

biberlerin sap kısımlarını içeri doğru bastırarak çekirdeklerini çıkartıyoruz. ince ince doğradığımız soğanları bol zeytinyağında (1/2 bardak kadar var) hafif kavuruyoruz. pirinci de koyup üzerine 1 bardak su ilave ediyoruz. orta ateşte üzeri kapalı pirinçler yarı yarıya pişiyor. suyunu çekince altını kapatıyoruz. 10-15 dakika demlenmeye bırakıyoruz. sonra 2 çay kasığı tuz, 6-7 çay kaşığı toz şeker, bir avuç kuru nane ve biraz da dereotu koyup iyice karıştırıyoruz. biberlere doldurup bir tencereye dik olarak dolmaları yerleştiriyoruz. üstlerine de birer parça domates koyuyoruz. tencereye bir bardak sıcak su da ekleyip kısık ateşte pişiriyoruz dolmaları. biberler yumuşadığında dolmalar da pişmis oluyor. tüm zeytinyağlılarda olduğu gibi piştikten sonra tencerenin üzerinde zeytinyağını şöyle bir dolaştırabiliriz.

zeytinyağlı biber dolmasının güzelliğini anlatmaya gerek yok. ama yapımının gayet basit olduğunu, ihmal edilmeden zaman zaman her mutfakta pişmesi gerektiğini söylemeden edemiycem. bu zamana kadar denememiş olmak ne büyük kabahatmiş..


Friday, February 25, 2011

tarhana çorbası


evde tarhana olduktan sonra çorbasını yapmak çok kolay aslında. fakat yemek tenceresinin dibinde kalan yemek sularıyla yapmaya başladım son günlerde bu çorbayı. her biri birbirinden güzel oldu.

şöyle ki, yukarda fotoğrafını gördüğünüz etli nohut yemeginin tarhana çorbasına dönüşmüş hali. tencerenin dibinde çok az nohut, üç beş parça et kalmıştı. ama bolca suyu vardı yemeğin. bunun üzerine tencerenin yarısına kadar su doldurdum. sonra 5-6 çorba kaşığı da tarhana koyup orta ateşte tarhana pişene kadar karıştırdım. tabii tuzunu, karabiberini, nanesini ve isterseniz başka baharatlarını da yeniden eklemek lazım. üzerine çok su eklediğimiz için önceki yemeğin tuzu ve baharatı yetmez. aynı denemeyi biber dolması tenceresinin dibinde kalan yemek suyuyla da yaptım. sonuçta salçalı, yağlı, hafif pirinçli ve kıymalı bir suydu. çok güzel bir tarhana çorbasına dönüştü.

normalde tarhana çorbası şöyle yapılıyor. 1-2 kaşık salçayı zeytinyağında çok az kavurup üzerine tencerenin yarısı ya da ne kadar isterseniz su koyup sonra üzerine 5-6 çorba kaşığı tarhana döküyoruz. tarhanalar pişene kadar karıştırıyoruz. tuz, karabiber, nane, kırmızı pulbiber de ekliyoruz. ben evde varsa erişte de koyardım bazen. bir de kıymalı yapmak istersek salça kavurma aşamasında 2 çorba kaşığı kadar kıymayı da kavurup sonra suyunu koyuyoruz.

çok seviyorum tarhana çorbasını. küçük çocuklar da çok seviyor..

Thursday, February 24, 2011

gömeç - sütlü ekmek


bu ekmeği rahmetli anneannem çok yapardı. içine de kıkırdak koyardı. ben yerken hep ayıklardım o kıkırdakları. sonra bir dönem annem çok yaptı. küçük küçük dilimler üzerine muhammara (cevizli salca) sürerdi. sabah kahvaltılarında da tereyağ ve bal sürer önümüze dizerdi. çok severek yediğimi hatırlıyorum.

dün akşam birden aklıma geldi. annem burda bana küçük bir tarif defteri hazırlamıştı. açtım baktım, tarifi de var. hemen yaptım. çok kolay oldu.

1 su bardağı süt
1/2 su bardağı zeytinyağ
1 yumurta
2 çay kaşığı karbonat
un
ele yapışmayacak bir hamur yapıyoruz. sonra 4-5 parçaya bölüp yağladığımız tepsiye diziyoruz. 180 derece fırında yaklaşık 1 saat pişti. yumuşacık, enfes bir ekmek oldu. beyaz peynir ve bal sürüp sürüp yedim.

Tuesday, February 22, 2011

let it snow, let it snow, let it snow

dışarda deli gibi kar yağıyor ve ben sponge bob izlemeyeli yıl-lar olmuş......

Monday, February 21, 2011

the butterfly dream

zhuangzi dreaming of a butterfly, or a butterfly dreaming of zhuangzi

bir başka eve gidiş ve eve dönüş sonrası...........
bir zamanlar bir yerlerde okuduğum kelebeğin rüyasını hatırlatıyor hissettiklerim bana. çin'li düşünür zhuangzi rüyasında bir kelebek olduğunu görür. güzel bir kelebek. gerçek bir kelebek. sonra uyanır ve işte ordadır zhuangzi. etten ve kemikten. bu sefer de kelebek rüya görmektedir belki. kim bilir?

''Once Zhuangzi dreamt he was a butterfly, a butterfly flitting and fluttering around, happy with himself and doing as he pleased. He didn't know he was Zhuangzi. Suddenly he woke up and there he was, solid and unmistakable Zhuangzi. But he didn't know if he was Zhuangzi who had dreamt he was a butterfly, or a butterfly dreaming he was Zhuangzi. Between Zhuangzi and a butterfly there must be somedistinction! This is called the Transformation of Things.''