Thursday, December 17, 2015

güzellik vs çirkinlik

Bir gün, Güzellik ve Çirkinlik deniz kıyısında karşılaştılar. Biri, öbürüne "Haydi yıkanalım" dedi.

Soyunup suya daldılar. Biraz sonra, Çirkinlik kıyıya çıkıp Güzelliğin giysilerini giydi ve yoluna devam etti.

Güzellik de sudan çıktı. Giysilerini bulamayınca, çıplak kalmaktan da çok utandığı için, Çirkinliğin giysilerine büründü. Sonra, kendi yoluna gitti.

İşte, o gün bugündür, erkekler ve kadınlar Güzellikle Çirkinliği birbirine karıştırdılar.

Ancak, kimi insanlar, ona ait olmayan giysilerine rağmen Güzelliğin yüzünü gördüler ve onu tanıdılar. Kimi insanlar da tanırlar Çirkinliğin yüzünü; giysiler onu gözlerinden saklayamaz.

Halil Cibran'ın "Gezgin" kitabından "Giysiler" adlı öyküsü

Friday, November 20, 2015

patatesli poğaça



1 tatlı kaşığı tuz
1 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı kuru maya
1 su bardağı ılık süt
1 su bardağı zeytinyağı
1 su bardağı madensuyu
2 yumurta (birinin sarısı ayrılacak)

yukardaki tüm malzemeyi hamuru yoğuracağımız kaba koyup karıştırıyoruz.

sonra üzerine un ekliyoruz. elimize yapışmayacak, yumuşak bir hamur elde ediyoruz. üzerini kapatıp ılık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakıyoruz.

bu sırada da içini hazırlıyoruz. evde taze maydanoz olmadığı için patatesle yaptım. tarif beyaz peynirli, maydanozlu idi. eminim öyle de çok şahane oluyordur.

3 orta boy patatesi iyice haşlayıp soydum. bir büyük soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında çevirdim. sonra tuz, karabiber ve 1 tatlı kaşığı salça ekledim. çatalla ezip püre yaptığım patatesleri ekleyip karıştırdım.

1 saat sonra hamur kocaman kabarmış oluyor. ister büyük parçalar alıp büyük poğaçalar yapın ister küçük. elinizde yuvarladığınız yumrunun üzerine bastırıp kahve tabağı büyüklüğündeki yuvarlağın ortasına iç malzemesinden koyup bütün kenarları ortada toplayıp birleştiriyoruz. poğaçaları bu kısım alta gelecek şekilde yanmaz kağıt yerleştirdiğimiz fırın tepsisinin üzerine yerleştiriyoruz.

üzerlerine içine çok az zeytinyap döküp karıştırdığımız yumurta sarısını sürüp susam serpiştiriyoruz.

1 saat kadar da böyle bekletiyoruz. daha kısa da olabilir bu zaman. size kalmış.

180 derece fırında yarım saatte pişiyor. poğaçaları yerleştirirken, pişerken de büyüyeceklerini unutmayın..

Friday, October 9, 2015

muzlu kek



100 gr tereyağ
1.5 dl esmer şeker
2 yumurta
2 olgun muz
1.5 dl un
2 yk vanilya
2 ck kabartma tozu

tereyağı eritip oda sıcaklığına gelmesini bekliyoruz. muzu çatalla ezip püre yapıyoruz.

sırasıyla yukardaki tüm malzemeleri bir kaba koyup çırpma teliyle az karıştırıyoruz. hatta kaşıkla da karıştırabilirsiniz. çılgınca çırpmaya hiç gerek yok.

en yüksek derecede 9 dakika mikro dalga fırında pişiyor. soğuduktan sonra servis yapıyoruz.

süper basit ve güzel bir kek..

Thursday, October 1, 2015

nyponsockerkaka


türkçesi: kuşburnulu kek ya da kuşburunlu kek :)

parklar, bahçeler, her yer kuşburnu doldu birden. bu tabiat ana nasıl bir ressam, inanılmaz. sonbaharın gelişiyle her yeri sarı ve kırmızıya boyadı. kırmızı-turuncu kuşburnu çalıları da tabloya renk kattı.

işe yakın bir çalı üzerindekilerin pek bir tatlı olduğunu keşfettim. bir öğle arası biraz toplayıp eve getirdim. amacım bikaç gün önce gördüğüm nyponsockerkaka'yı denemekti.

kuşburnu, sanırım, şu şekilde temizleniyor. önce saplı kısmını kestim. sonra ortadan ikiye. içi çekirdekli ve biraz da tüylü bir meyve bu. kah bıçağın ucuyla, kah bir çay kaşığı ile zaman zaman da parmak uçlarımla çekirdekleri temizledim. sonra da yıkadım. bir büyük bardak dolusu ayıklanmış kuşburnum olmuş oldu.

ve işte tarif:

3 dl taze kuşburnu
75 gr tereyağ
3 dl (180gr) un
2 çay kaşığı kabartma tozu
2 çay kaşığı vanilya
3 yumurta
2 dl toz şeker
1 dl graddfil
(1/2 dl tatlı sherry)

tarife geçmeden son iki maddeyi de açıklığa kavuşturayım. sherry kullanmadım, olsa, hoş bir esans olacaktı diye tahmin ediyorum. graddfil bir çeşit krema ama tatlı değil. adeta süzme yoğurt gibi birşey. bence bunun yerine yoğurt da kullanılabilir.

tereyağı eritip soğumasını bekliyoruz. bir kapta un, kabartma tozu ve vanilyayı karıştırıyoruz. başka bir kapta yumurta ve şekeri mikserle iyice çırpıyoruz. unlu karışımı, kremayı (ya da yoğurt), tereyağı da ekleyip mikserle karıştırmaya devam ediyoruz.

gelişigüzel parçalara böldüğümüz bir bardak kuşburnunun yarıdan biraz fazlasını da karışıma katıp kaşıkla şöyle bir karıştırıyoruz. hamuru kek kalıbına boşaltıp kalan kuşburnuları da üzerine serpiştiriyoruz.

175 derece fırında yaklaşık 45 dakika pişiyor. klasik kek kontrol yöntemi ile bakıp fırından çıkartıyoruz.

çok lezettli bir kek oldu. hafif ekşi kuşburnu keke çok yakıştı. kekin hamurunu da çok beğendim. bunu incir, kayısı gibi kuru meyvelerle de deneyeceğim.


Friday, August 21, 2015

limonlu brownie


gene internette alakasız birşeye bakarken rastladığım, hatta youtube'da videosunu izlediğim bir tarif bu. lemon brownies yapmak gerçekten çok basit..

1 cup un
3/4 cup toz şeker
1/4 tsp (çay kaşığı) tuz
1/4 tsp karbonat
2 yumurta
1/4 cup yoğurt
3 tbsp (yemek kaşığı) zeytinyağ
2 tbsp limon suyu
2 limon kabuğu rendesi

hepsini çukur bir kaba koyup bir kaşıkla güzelce karıştırıyoruz. mikserle çırpmak falan yok. miktarı çok olmayan, akışkan bir kek hamuru oluyor.

çok büyük olmayan kare ya da yuvarlak bir fırın kabının içine aluminyum folyo döşüyoruz. kek hamurunu bunun içine döküyoruz. sağa sola sallayarak her tarafa eşit yayılmasını sağlıyoruz.

180 derece fırında 20-25 dakika pişiyor. dışarı çıkıp soğumaya bırakıyoruz.

bu esnada biz de üstünü hazırlıyoruz.

1 cup pudra şekeri
1 limon kabuğu rendesi
1 limon suyu

pudra şekeri ve limon kabuğu rendesini bir kabın içine koyuyoruz. sonra üzerine çok az limon suyu koyup kaşıkla yuvarlaklar çizerek hızlı hızlı karıştırıyoruz. gerçekten çok az limon suyuyla oluyor bu. en baştan az koyup azar azar eklemekte fayda var. pudra şekeri limonun içinde eriyor ve adeta jöle gibi birşey oluyor.

soğuyan keki folyonun kenarlarından tutup fırın kabından çıkartıyoruz. folyoyu da altından rahatça alıyoruz. bir servis tabağına aktarıyoruz.

hazırladığımız limonlu jöleyi kekin üstüne komple sürüyoruz. ince bir tabaka olması yeterli. çünkü zaten çok tatlı oluyor bu jölemsi şekerleme.

hem kek hem de üstünün şekerlemesi ile çok başarılı bir tarif..

Monday, August 17, 2015

zhuangzi




"a trap is for fish: when you've got the fish, you can forget the trap. a snare is for rabbits: when you've got the rabbit, you can forget the snare. words are for meaning: when you've got the meaning, you can forget the words. where can I find someone who's forgotten words so I can have a word with him?..."

-zhuangzi


Tuesday, August 11, 2015

tepsi köftesi


1/2 kg kıyma
1 yumurta
1/2 su bardağı ekmek kırıntısı (ströbröd)
1 soğan
1 su bardağı havuç, bezelye
1 avuç maydanoz

soğanı rendeliyoruz ya da robottan geçiriyoruz. havuç ve bezelyeler hariç tüm malzemeyi bir kapta yoğuruyoruz. sonra sebzeleri de ekleyip karıştırıyoruz. ben buzlukta kalmış yarım paketten az havuç, bezelye ve hatta mısır karışımını koydum. mısır da gayet güzel oldu :)

köfteyi fırın kabına yayıp üzerine 5-6 minik tereyağ parçası koyuyoruz.

bir kasede yarım bardak suyla bir kaşık domates ve bir kaşık da biber salçasını karıştırıp köftenin üzerine yayıyoruz.

180 derece fırında 40-45 dakika kadar pişiyor.

fotosu çok başarılı olmadı galiba ama köfte çok güzel oldu :)

Wednesday, August 5, 2015

mozaik pasta


hepimizin çocukluğunun lezzetidir mozaik pasta. benim de hep aklımdaydı denemek ama bir türlü sıra gelmemişti. geçenlerde burçak arkadaşım pattadanak tarifi yazdı bana. ben de eve gidip ilk iş bunu yaptım. dün akşam yedik. çok beğendik :)

1 bardak şeker
1 bardak süt
1/2 vanilya çubuğu
125 gram tereyağ
3 çorba kaşığı kakao
500 gr sade pötibör bisküvi
1 yumurta
4 adet kumkuat

öncelikle iki konuyu açıklığa kavuşturmak isterim. vanilya çubuğu yerine toz vanilya kullandım. kumkuat adlı meyveyi burda bulmak mümkün değildi. annemin hazırlayıp buzdolabında tuttuğu portakal kabuğu rendesi, şeker karışımından kullandım onun da yerine. ben size orjinal tarifi yazıyorum.

1 bardak süte bir bardak şekeri ve ortadan ikiye kestiğiniz vanilya çubuğunu ekleyip karıştırarak pişiriyorsunuz. ben vanilya çubuğu yerine 3 çay kaşığı toz vanilya koydum. hatta portakal kabuğu şekerlemesini de bu aşamada koydum. kaynamasına gerek yok. şeker tamamen eriyince ocaktan alıp soğumaya bırakıyorsunuz.

ayrı bir tavada tereyağı eritip kakaoyu ekliyoruz. karıştırarak krema kıvamına getiriyoruz.

sütlü karışımdan vanilya çubuklarını çıkartıp kakaolu tereyağı içine döküyoruz. hep beraber soğumaya devam ediyorlar.

büyükçe bir kabın içine bisküvileri gelişigüzel kırıyoruz.

sütlü karışım oda sıcaklığına geldikten sonra başka bir kapta yumurtayı çırpıyoruz ve bunu da süte ekleyip karıştırıyoruz.

eğer kumkuat da koyacaksanız bunları ince ince doğruyorsunuz.

sonra bütün malzemeyi bisküvilerin üzerine döküp çok ezmeden karıştırıyoruz.

aluminyum folyo ya da buzdolabı streçine döküp istediğimiz gibi şekil veriyoruz. ben folyoya döküp ince uzun piramit şekli verdim. buzluğa koyup ertesi güne kadar bekletiyoruz.

buzluktan çıkartıp ısınmadan dilimleyip servis yapıyoruz.

Monday, August 3, 2015

havuçlu kabaklı çorba


2 adet kabak almıştım. daha önce yaptığım bir çorba vardı, onu yapmayı düşünüyordum. google'da "kabak çorbası" diye aratınca hep aynı çorba tarifine rastladım. bir de böyle deneyeyim dedim.

2 adet kabak
2 adet havuç
2 çorba kaşığı tereyağ
2 çorba kaşığı un
1 bardak süt
tuz, karabiber
bir avuç ince doğranmış dereotu

önce kabak ve havuçları soyup rendenin kalın tarafı ile rendeliyoruz. çorbayı yapacağımız tencerede tereyağını eritip sebzeleri içine koyuyoruz. bütün suyunu çekene kadar ara ara karıştırarak pişiriyoruz. unu ekleyip karıştırarak bikaç dakika daha sebzeleri kavuruyoruz.

sonra çorba olacak kıvama gelene kadar üzerine sıcak su ekliyoruz. tuz ve kararbiber de koyuyoruz. böylece biraz daha pişiyor hem sebzeler hem de un.

altını kısıp son olarak sütü koyuyoruz. tarif 1 bardak diyordu ama ben süt kutusundan dökerek bir yandan da çorbayı karıştırdım. beğendiğim kıvamda dökmeyi kestim. bir bardaktan daha az koydum sanırım.

çorbayı karıştırarak 3-5 dakika daha pişiriyoruz. son olarak dereotunu ekleyip ocaktan indiriyoruz.

sebzelerin rendelenmiş olarak çorbada yüzmesi benim hoşuma gidiyor ama bu tarz sebze çorbalarının tarifinde genelde piştikten sonra blendırdan geçiriliyor. öyle de yapıp, sonra dereotunu ekleyebilirsiniz.

Monday, July 20, 2015

mackenzie thorpe

 

                                                      up a hill..



                                               end of love..


Monday, July 13, 2015

big heads

The big heads symbolise children; new, uncorrupted, their heads full of imagination, purity, love, innocence and happiness, it is only when adults enter their lives that their heads become narrow or closed with each limitation, fear, prejudice or stereotype. "Lets keep our heads as big as possible. Continue to marvel at the beauty of nature, revel in the smell of the flowers, and thank god you're alive." - Mackenzie Thorpe

http://www.mackenziethorpe.net/big-heads.html



Wednesday, May 20, 2015

skon



bu basit tarife alakasız birşeylere bakarken rastladım. bol tereyağlı, açma gibidir belki tadı diye hayal ettim. açma gibi değil ama gerçekten harika birşey oldu. bi de basit ki, buyrun tarifi..

5 çorba kaşığı soğuk tereyağ
2 çorba kaşığı toz şeker
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un
1/2 su bardağı süt

hamuru yoğuracağımız kaba sırasıyla tereyağ, şeker, kabartma tozu ve unu koyuyoruz. parmak uçlarımızla yoğuruyoruz, karışım parçalanmış ekmek içi gibi oluyor.

sonra yarım bardak sütü ilave edip elimize yapışmayacak bir hamur elde ediyoruz. bu aşamada 1 kaşık daha un ekledim mesela.

bu esnada fırını 180 derece açıyoruz.

sonra hamurdan büyük parçalar alıp düz bir tabak üzerinde yarım santim kalınlığında açıp bir kalıpla yuvarlaklar kesiyoruz. ağzı küçük bir bardakla kestim ben. tarifte kurabiye kalıbı kullanmışlardı. hamur çok fazla olmadığı için fazla skon da olmuyor. bir seferlik oturup yemelik gibi :)

önceden ısınmış fırında 12-15 dakika kadar pişiyorlar. üzerleri kızarmıyor ama altları kızarabiliyor. 10. dakikadan sonra kontrol etmekte fayda var. yanabilir.

üzerine bal, reçel ve taze krema ile yenebilir. içine şeker değil de çok az tuz konsa tuzlu olur. bu hafif tatlı birşey oluyor. ben beyaz peynir, reçel ve çay ile yedim. bayıldım :)


Sunday, May 17, 2015

zeytinyağlı baklalı enginar


bu enginarları izmirli arkadaşım fatoş tarladan kendi topladı, ayıkladı, yemeklik doğrayıp buzlu poşetlerle bana yolladı. paket valizden çıktığında içindeki buzlar bile duruyordu. garip ama gerçek :)

8-10 adet enginar
1/2 kg iç bakla
3-4 adet kuru soğan
dereotu
1 çorba kaşığı un
zeytinyağı
tuz, şeker

önce baklalar pişiyor. bunun için 3-4 adet soğanı yemeklik doğruyoruz. bol zeytinyağı ile tencerede şöyle bir çeviriyoruz ama kavurmuyoruz. baklaları üzerine ekleyip büyükçe bir kase suya karıştırdığımız bir kaşık unu da tencereye boşaltıyoruz. su miktarına göz kararı karar verebilirsiniz. sonuçta baklalar pişecek.

baklalar pişmeye yakın dörde bölünmüş enginarları da tencereye koyup karıştırıyoruz. bu aşamada tuz, 1 tatlı kaşığı toz şeker ve ince kıyılmış dereotu da ekliyoruz. enginarlar hemen pişiyor.

yemeği tencereden alıp cam bir kaba aktarmanızı tavsiye ederim. enginar gerçekten seyirlik bir sebze çünkü :)

Friday, May 15, 2015

cevizli ve üzümlü kek



3 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1/2 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı zeytinyağ
2.5 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı dolusu kuru üzüm ve ceviz

önce yumurta ve şekeri mikserle köpük köpük olana kadar çırpıyoruz.

sonra yoğurt ve yağı ekleyip çırpmaya devam ediyoruz.

un, vanilya ve kabartma tozunu ekleyip biraz daha karıştırıyoruz.

son olarak üzüm ve elimizle ikiye üçe böldüğümüz cevizleri katıp bir kaşık yardımıyla hamuru karıştırıp kek kalıbına döküyoruz. oldukça koyu kıvamlı bir kek hamuru oluyor.

180 derece fırında pişiriyoruz.

çok hafif, harika bir kek oluyor.

Friday, May 8, 2015

bat



tokat yöresine has bir yemek bu. ama amasyalılar da yaparmış. nitekim amasyalı bir iş arkadaşımız geçen gün öğlen mutfakta yaptı, hep beraber yedik :)

1 su bardağı yeşil mercimek
1/2 su bardağı kısırlık bulgur
1 çorba kaşığı domates salçası
1/2 çorba kaşığı biber salçası
maydanoz, yeşil soğan, taze nane, domates
zeytinyağ, limon, nar ekşisi
tuz, kırmızı pul biber, kimyon

yeşil mercimeği 1.5 su bardağı su ile kısık ateşte pişiriyoruz. sert olmayacak ama çok da dağılmadan tencerenin altını kapatıp içine bulguru döküyoruz. salçasını da ekleyip şöyle bir karıştırıp kapağı kapalı demlenmeye bırakıyoruz.

bu arada yeşillikleri ufak ufak doğruyoruz. mercimek, bulgur ılık hale gelince sebzeleri de ekliyoruz. üzerine zeytinyağ, limon, nar ekşisi, baharatları ekleyip karıştırıyoruz. bu malzemeleri ne kadar koyacağınız tamamen sizin damak zevkinize kalmış.

mis gibi harika bir yemek oluyor. ılık ılık yeniyor.

aslında bu yemek taze toplanmış asma yaprakları ile yenirmiş. yaprakları kaynar suda şöyle bir bekletip çıkartıp, sonra da elinizde kaşık gibi tutarak batı yiyorsunuz.

buna alternatif olarak kızarmış ekmekle yenebiliyor. biz öyle yaptık. kızarmış ekmek dilimlerinin üzerine koyup yedik..

Tuesday, April 7, 2015

limonlu bezeli pay




bu nadide tatlıyı bazı kafelerde görüyordum. ismini (citronmarängpaj) google'da aratıp tarif buldum ve yaptım. sonunda böyle bir insan oldum işte ben :)

çok şık ve güzel bir tatlı oldu. biraz detaylı ama kesinlikle zor değil.

pay için:

3 dl un
100 ml tereyağ
2 yemek kaşığı toz şeker
1 yumurta sarısı
1 yemek kaşığı soğuk su

limonlu krema için:

2 adet limon
1.25 dl su
1.5 dl toz şeker
2.5 yemek kaşığı nişasta
75 gr tereyağ
3 yumurta sarısı
1 yumurta

beze için:

4 yumurta beyazı
1.5 dl toz şeker
1 çay kaşığı vanilya

öncelikle payı hazırlıyoruz. oda sıcaklığındaki tereyağ, toz şeker ve unu mikserle karıştırıyoruz. yumurta sarısı ve suyu katıp biraz daha karıştırmaya devam ediyoruz. tam olarak birbirine yapışmayan parça parça bir hamur oluyor.

hamuru 24 cm çapındaki pay kabının ya da kelepçeli kek kalıbının dibine döşüyoruz. hamur miktarı fazla olmuyor. yumruklarla ve parmaklarımızla bastıra bastıra hamuru tüm kabın dibine yayıyoruz. hatta kenarlardan 1-1.5 cm kadar da yukarı çıkıyor.

önce buzdolabında 30 dakika ya da derin dondurucuda 10 dakika bekliyor ve daha sonra da fırının alt rafında 175 derecede 15 dakika pişiyor.

bu esnada limonlu kremayı hazırlıyoruz.

limonları iyice yıkayıp kuruluyoruz. sarı kısımlarını rendeliyoruz. sonra ikiye bölüp limon sıkacağı ile sularını çıkartıyoruz.

limon suyu ve su toplamda 3.25 dl olacak. suyu limon suyunun üzerine eklerken ölçmekte fayda var.

limon suyu ve su karışımını kremayı yapacağımız tencereye koyup üzerine limon kabuğu rendesi, şeker ve nişastayı da ekleyip karıştırıyoruz. ocakta karıştırarak koyulaşmaya başlayıncaya kadar kremayı pişiriyoruz. daha sonra ocaktan alıyoruz ve tereyağını ekleyip şöyle bir karıştırıp bırakıyoruz.

3 adet yumurtanın sarısını ve beyazını ayırıyoruz. beyazları paydan artan beyazın yanına ekliyoruz. 3 yumurta sarısı ve 1 bütün yumurtayı bir kapta çatalla iyice çırpıyoruz.

çırptığımız yumurtaları kremaya katıp orta derecede açılmış ocakta karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz. ta ki kremamız oldukça koyu kıvam alana kadar. daha sonra ocaktan alıyoruz.

son olarak geldik beze yapımına. pay ve kremadan ayırdığımız 4 adet yumurta beyazını bir kapta çırpmaya başlıyoruz. biraz çırptıktan sonra ilk etapta vanilya ve şekerin bir kısımını katıp çırpmaya devam ediyoruz. bikaç seferde şekerin tamamını katıyoruz. yüksek devirde oldukça uzun süre mikserle çırpıyoruz. sonunda yumurta akları kabı ters çevirdiğinizde akmayacak yoğunlukta bir köpük haline geliyor. bu olmadan durmak yok.

ve sonunda parçaları birleştiriyoruz..

payın üzerine limonlu kremayı döküp bir kaşıkla eşit bir şekilde her tarafa yayıyoruz. sonra da kremanın üzerini beze olacak yumurta aklarıyla kaplıyoruz. üzerinin dümdüz olmasına gerek yok. tam tersine engebeli olarak bırakabilirsiniz.

payımızı fırının alt rafında 150 derece 1 saat pişiriyoruz ve oda sıcaklığında soğumaya bırakıyoruz.