Saturday, June 25, 2011

one day in your life - rip mj ...

sanki michael jackson öldüğünden beri hayat bir başka hal aldı. isveççe'de bir kelime var; 'annorlunda'. yani; başka türlü. artık herşey başka türlü ...

one day in your life
you'll remember me somehow
though you don't need me now
I will stay in your heart
and when things fall apart
you'll remember one day..

Friday, June 24, 2011

cevizli kabak salatası


süper güzel bir meze bu aslında ama salata olarak da yiyebiliriz. çok güzel çünkü.

2 kabak
2-3 diş sarımsak
1 bardak yoğurt
1-2 kaşık mayonez
ceviz içi
dereotu
zeytinyağ, tuz

kabakları soyup rendeliyoruz ve az zeytinyağında kavuruyoruz. rendeleyince çokmuş gibi görünüyor ama pişince yarıdan daha aza iniyor hacim. sonra soğumaya bırakıyoruz.

yoğurt, mayonez ve tuzu karıştırıyoruz. içine ezilmiş sarımsak, ince kıyılmış dereotu ve dövülmüş ceviziçini de katıyoruz. servis tabağına kabağı koyup üzerine yoğurtlu karışımı döküyor ve hepsini karıştırıyoruz. en son üzerini ceviz ve dereotu ile süslüyoruz.

Thursday, June 23, 2011

sigara böreği


türk mutfağının eşi benzeri de değil de, rakibi yok bence dünya üzerinde. bu kadar çok çeşit başka hangi mutfakta var? sigara böreği de nadide bir eser mesela. sıcak ve çıtır çıtır yemeye doyamıyor insan.

2 adet yufka
beyaz peynir
maydanoz, dere otu
sıvıyağ

her bir yufkadan 16 adet sigara böreği çıkıyor. ne kadar çok yapmak isterseniz o kadar yufkadan yapabilirsiniz. önce bir tabakta ufalanmış beyaz peynire ince ince doğradığımız maydanoz ve dere otunu katıp karıştırıyoruz. masa üzerine açtığımız yufkayı ikiye katlayıp yarım daire şekline getiriyoruz. önce ortadan ikiye bölüp sonra her bir parçayı önce ikiye ve sonra gene ikiye bölünce 8 parça oluyor. alt katta da 8 parça olduğu için toplamda 16 ediyor. üçgenlerin geniş tarafına peynirli karışımdan koyup dış iki ucunu önce içe katlayıp sonra uca doğru yuvarlıyoruz. bir kasede yanımıza su alıp böreklerin sivri uçlarının 2-3 cm kısmını suya batırıp böreğe yapıştırıyoruz. bu işi topluca ve en son yaptım, elim ıslanmasın diye.

sonra da az sıvıyağda kızartıyoruz. börekler çok çabuk kızarıyor, altları sararınca hemen çevirmek ve sonra da almak lazım. biraz daha kızarsın derken fazla kızarmış olmaları an meselesi.

Tuesday, June 21, 2011

etli sebzeli bulgur pilavı


etli bulgur pilavı annemin yazlık yemeğidir. güveçte yapar. yanına da ayran. enfes olur.

annemin pilavına biber ve domatesin yanısıra mantar da koydum. nasıl olur acaba derken gayet güzel oldu.

250 gr kuşbaşı et
250 gr mantar
2 domates
2 biber
1 soğan
1.5 su bardağı bulgur
2 kaşık salça
tuz, karabiber, kırmızı pulbiber, nane
zeytinyağ

önce soğan ve hemen ardından eti yağda kavuruyoruz. salçayı da koyup et epey piştikten sonra sırasıyla doğranmış mantar, biber ve domatesi ekliyoruz. bunlar pişmeye yakın bulguru ekliyoruz. bulgurun 2 katı su ve tuz, baharatları da koyup altı kaynayınca kısık ateşte yemeği pişiriyoruz. bulgurlar daha çok su isterse -ki istiyor- sıcak su ekliyoruz. yemeğin altını kapattıktan sonra tencerenin kapağı kapalı 10-15 dakika demlenmeye bırakıyoruz. sonra kapağı açıp afiyetle yiyoruz.

bu yemekte ne kadar nane o kadar güzel oluyor. yukardaki ölçülere 2 çorba kaşığı nane çok rahat koymuşumdur.

yanına ayran da mutlaka yapılması lazım..

Monday, June 20, 2011

arpa şehriyeli yeşil mercimek


gelelim yeşil mercimeğin faydalarına:

yüzde 24 oranında protein bulunur. 1 kilo mercimek, 1 kilo etteki ve 1 kilo buğday ekmeğindeki albumin, karbonhidrat ve madenleri rahatça karşılar. ayrıca a, b1, b2, c vitaminleri, kalsiyum, çinko, klor, bakır, iyot, karbonhidrat içerir. kan yapar, anne sütünü artırır. içine et ya da kıyma konulmasına gerek yoktur. az sıvıyağ ile pişirildiğinde bağırsaklara da faydalıdır.

1 su bardağı yeşil mercimek
1 çay bardağı arpa şehriye
1 soğan
1 çorba kaşığı un
1 çorba kaşığı salça
zeytinyağ
tuz, kırmızı pulbiber

mercimeği kaynar su ile ıslatıp üzeri kapalı bir kapta 1 saat beklettikten sonra yemeği yapmaya başladım. soğanı zeytinyağında hafif kavurup üzerine önce unu ve sonra da salçayı ekliyoruz. bu arada ocağı kısmak ve hızlı hareket etmek lazım, yoksa un tencereye yapışıyor. gerçi yapışsa da çok önemli değil, mercimekleri ve suyu koyup yemeği karıştırınca un da gayet güzel eriyor. suyunu süzdüğümüz mercimekleri ve mercimeklerin üzerini geçecek kadar suyu da koyup en son şehriyeleri de ekliyoruz. tabii tuz ve kırmızı pulbiber bir de. yemek kaynayınca kısık ateşte pişiriyoruz. mercimek de şehriyeler de su çekiyor. arada sıcak su eklememiz gerekebilir. yemeği hangi kıvamda istersek suyu da ona göre az-çok ekleyebiliriz.

besleyici, lezzetli ve çok kolay bir yemek..

Sunday, June 19, 2011

why should I cry for you?

youtube'da bazen video altlarına insanlar çok enteresan bilgiler yazıyorlar. çok hoşuma gidiyor ordan bunları okumak ve öğrenmek. sting bu şarkıyı babası anısına yazmış. video'nun altına birisi şöyle not düşmüş:

''I recently attended one of Stings's concerts and before he sang this song he said that every single one of his father's relatives was a fisherman. His father was the only one to break tradition and be a milkman. He said that his father encouraged him not to be a fisherman and to go out and explore life. He said he wrote this song in his father's memory.''


under the arctic fire
over the seas of silence
hauling on frozen ropes
for all my days remaining
but would north be true?

but would north be true?
why should I?
why should I cry for you?
dark angels follow me
over a godless sea
mountains of endless falling
for all my days remaining

what would be true?

Thursday, June 16, 2011

karnabahar graten



1 karnabahar
1 soğan
200 gr kıyma
1 çorba kaşığı salça
1 çorba kaşığı tereyağ
1 çorba kaşığı un
2 bardak süt
kaşar peynir
tuz, zeytinyağ

soğanı zeytinyağında hafif kavurup kıyma ve 1 kaşık salçayı da ekliyoruz. tuzunu da koyup kıymayı bu şekilde pişiriyoruz.

sonra karnabaharı çiçeklerine ayırıp buharda ya da suda haşlıyoruz. tencerenin içine yerleştirilen metal aparattan var bende. onunla sebze haşlamak çok kolay oluyor. hem de sebzeler hiç dağılmıyor, ezilmiyor.

son olarak da beşamel sosu hazırlıyoruz. bir tavada 1 kaşık tereyağ ve 1 kaşık unu hafif kavurup sonra üzerine yavaş yavaş sütü ilave ediyoruz. sürekli karıştırarak muhallebi kıvamı elde edene kadar pişiriyoruz.

fırın kabımıza önce karnabaharları, sonra kıymayı koyup üzerlerine de beşamel sosu döküyoruz. en üste de kaşar rendeleyip 180 derece fırında kaşarlar kızarana kadar pişiriyoruz.

Sunday, June 5, 2011

fırında mantarlı tavuk


bu yemeği kanat, but, baget, göğüs de değil de galiba kol oluyor, çok daha büyük ve kemikli tavuk parçalarıyla yaptım. fırına koymadan önce tavukları haşladım ve böylece enfes bir tavuk suyu elde etmiş oldum. onunla da sütlü domates çorbası yaptım.

1 kg tavuk kol ( 3 parça vardı içinde)
250 gr mantar
1 soğan
tuz, karabiber, kimyon
zeytinyağ

haşlanmış tavukları fırın kabına koydum. üzerine halka halka doğradığım soğanları ve mantarları ekledim. bir kasenin içinde biraz zeytinyağında tuz, karabiber ve kimyonu karıştırıp üzerlerine döktüm. bu sosa bulansınlar diye hepsini şöyle bir karıştırdım. 200 derece fırında ve sonuna doğru da ızgarada 30-40 dakika kadar pişirdim bunları. soğanlar aynen közlenmiş soğan lezzetindeydi. tavuklar da hafif kızarmıştı. bu arada kimyon tavuğa gerçekten çok yakışıyor.

Friday, June 3, 2011

sütlü domates çorbası


bu çorbayı fırında tavuk yapacağım bir zaman yaptım. tamamen kendi uydurmam. enfes bir çorba oldu.

tavuk suyu
3-4 domates
1 kaşık domates salçası
1 bardak süt
2 çorba kaşığı un
tuz, karabiber, fesleğen

fırında mantarlı tavuk yapmak için haşladığım tavukların suyuna rendelenmiş 3 büyük domates ve bir kase suda erittiğim 1 kaşık domates salçasını koydum. domatesler pişerken 1 bardak süt içinde 2 kaşık unu erittim ve sonra bunu çorbaya terbiye yaptım. tuz ve karabiberini de ekledim. çorba pişince ocağın altını kapatmadan hemen önce kuru fesleğen de koydum. bu şekilde yapılan sütlü kremalı sebze çorbalarına 1 kaşık da tereyağ koyuyoruz ama bunda tavuk suyu o kadar kıvamında yağlı olmuştu ki gerek kalmadı. aynı çorba su ve tavuk bulyonla böyle lezzetli olmazdı, hiç sanmıyorum. ille de tavuk suyuyla yapmak lazım.

Thursday, June 2, 2011

borana

bu tarif internette nasıl geçiyor diye bakayım dedim ve çok şaşırdım. çünkü bu isimle farklı yörelerde birbiriyle alakasız bir sürü yemek varmış.

tdk derleme sözlükte tarifler ve yörelerini şöyle vermiş:
http://tdksozluk.tumgazetemansetleri.com/anlami/borana-ne-demek.html

benim bildiğim hali bolu yöresine ait bir yemek olmalı çünkü annanemden hatta büyük annaneden biliriz bu yemeği.

2 yumurta
yoğurt
sarımsak
tereyağ
kırmızı pulbiber

kaynayan tuzlu suya yumurtaları kırıyoruz. piştiklerinde süzgeçle alıp direkt tabaklara koyuyoruz. üzerine sarımsaklı yoğurt ve sonra da kızdırılmış tereyağında kırmızı pulbiber sosunu döküyoruz. işte bu kadar. yağda yumurtadan çok farklıdır bunun tadı. çocukken öğle yemeklerinde yapardı bazen annem. çok severdik.

Wednesday, June 1, 2011

rus salatası


üniversitede kantinlerden birinde soğuk sandviç yapılan bir bölüm vardı. orda favori iki sandviçim vardı. biri rus salatalı, kaşarlı, salamlı sandviç ve diğeri de arnavut ciğerli, rus salatalı ve acı minik tombul biberli sandviç. ilk zamanlar salamlıyı yaptırırdım hep ama son yıllarda ciğerliye takılmıştım.

rus salatası sanki çok zor birşeymiş de evde yapılamazmış gibi düşünürdüm hep. hiç de öyle değilmiş. tabii mayonezi kendiniz yapmaya kalkarsanız o zaman başka.

bezelye
havuç
patates
salatalık turşusu
mayonez

malzemeler bu kadar. evde buzlukta garnitür bezelye ve havuç karışımı vardı. 2 su bardağı dolusu kadar ondan kullanıp 2 adet de patatesi soyup aynen havuçlar gibi minik minik ve küp küp doğradım. hepsini bir tencerede üzerlerini geçecek kadar su koyup haşladım. sonra suyunu süzüp bir tabağa aldım. salatalık turşularını da minik minik doğrayıp tabağa ekledim. son olarak da üzerlerine mayonez koyup karıştırdım. çok güzel oldu. kalanını buzdolabına koymuştum. biraz beklemiş ve buzdolabında soğumuş olarak ertesi gün çok daha güzel olduğunu gördük.