Sunday, May 29, 2011

in the mood for love

he remembers those vanished years.
as though looking through a dusty window pane,
the past is something he could see, but not touch.
and everything he sees is blurred and indistinct.


Saturday, May 28, 2011

elmalı pay




elmalı payı daha önce elmaları rendeleyerek ve sonra da üzerlerine hamur kırpıntıları koyarak yapmıştım. çok zahmetli olmuştu. o tariflerin yanında bu çok çok kolay.

2 su bardağı un
1 yumurta
3 çorba kaşığı su (ya da süt)
125 gr tereyağ ya da margarin (5 çorba kaşığı)
1 çay bardağı toz şeker
2 çay kaşığı kabartma tozu (ya da 1 paket)
2 çay kaşığı vanilya (ya da 1 paket)

üzeri için:
2 elma
1/2 çay bardağı toz şeker
1 çay kaşığı tarçın
2 çorba kaşığı dövülmüş ceviz

tüm hamur malzemelerini karıştırıp yoğuruyoruz. yumuşak bir hamur oluyor. sonra pay kabının içine parmaklarımızla yayarak yerleştiriyoruz. kabın kenarlarının yarısına kadar da çıkıyor. hamur dinlenirken elmaları soyup ince ince dilimliyoruz. sonra elmaları dıştan içe doğru hamurun üzerine diziyoruz. bir kasede toz şeker, tarçın ve cevizi karıştırıp bu karışımı da elmaların üzerine döküyoruz. 180 derecede ısınmış fırında yaklaşık 50 dakika pişiyor.

tarçınlı elmalar fırındayken öyle güzel kokuyor ki..

Thursday, May 26, 2011

fırında patlıcan musakka


ne zaman kızartma yapsam yapım aşamasında bu son diyorum. özellikle de ocağın sağına soluna zıplayan yağ taneciklerini gördükçe. fakat yemeği yerken tüm pişmanlıklar uçup gidiyor çünkü kızartmanın lezzeti bambaşka.

patlıcan musakka tencerede yapılıyor. ben de tencerede yapmak üzere başladım ama sonra fırına koymaya karar verdim. daha kolay geldi.

250 gr kıyma
2 patlıcan
2 domates
1 soğan
3 diş sarımsak
1 kaşık salça
tuz, karabiber, kimyon

önce patlıcanları alacalı soyup dilimliyoruz. ben enlemesine 3 parçaya ayırıp sonra diklemesine dilimledim bu parçaları. sıvıyağda hafif kızartıyoruz hepsini ve fırın kabının dibine diziyoruz bunları. üstüste 2 kat gibi oluyor.

sonra doğradığımız soğan ve sarımsakları az zeytinyağında kavurup içine kıyma ve salçayı da katıyoruz. tuz, karabiber ve kimyonu da ekleyip kıyma pişmeye yakın patlıcanların üzerine döküp yayıyoruz. en üste de dilimlenmiş domatesleri diziyoruz. yemeğin üzerine şöyle bir sıcak su gezdirip fırına koyuyoruz. 200 derecede yarım saate yakın pişiyor.

Tuesday, May 24, 2011

like a rolling stone

bob dylan 70 yaşında and here's 70 reasons why he's the most important figure in pop culture history..


bunlardan biri de 'like a rolling stone'u yazmış olması tabii..

how does it feel?
to be on your own?
with no direction home?
like a complete unknown?
like a rolling stone?

Monday, May 23, 2011

sütlaç


ne zamandır aklımdaydı sütlaç. fakat bir türlü pirinç unu bulamadım burda. yurt dışında blog yazan birinin tarifinde cornflour kullandığını gördüm. ben de mısır ekmeği yapmak için mısır unu almıştım daha önce. bu bizdeki mısır unundan farklı olarak nişasta gibi beyaz ve ince birşeydi. herhalde budur diyerek onu kullandım. işe yaradı. demek ki sütlacı pirinç unu, nişasta, hatta mısır unu ile bile yapabiliriz.

1 lt süt
1/2 cup pirinç
1/2 cup toz şeker
1 çay kaşığı vanilya
1 çorba kaşığı mısır unu/nişasta/pirinç unu (hangisi varsa)
tarçın

pirinci yıkayıp sütle birlikte ocağa koyuyoruz. başından sonuna kadar tahta kaşıkla karıştırdım. pirinçler sertliğini kaybeder gibi olunca şekeri de ekliyoruz. pirinçler yumuşamaya yakın bir dolu çorba kaşığı mısır ununu yarım su bardağı soğuk suda eritip süte katıyoruz. güzel koksun diye 1 çay kaşığı da vanilya koydum. sonra sürekli karıştırıyoruz. ta ki pirinçler yumuşayıp süt de çok hafif koyulaşıncaya kadar. kaselere koyup ılıdıktan sonra da üzerlerine tarçın ekiyoruz.

muhallebi kadar koyu kıvamlı olmadı. ben böyle daha çok severim. rahmetli babanemin sütlacı sulu olurdu. babanemin sütlacının lezzeti bambaşkaydı. sütlacı yaparken onu da sevgiyle andım..

Saturday, May 21, 2011

kabaklı kiş



kabağın kişe çok yakışacağını tahmin ediyordum. gerçekten de öyle oldu. diğer hamurdan farklı olarak bunda zeytinyağ var ve bu sefer tam buğday unu ve normal unu karıştırarak yaptım.

hamuru için:
1 su brd tam buğday unu
1/2 su brd beyaz un
1 tatlı kş tuz
1 yumurta
3 çorba kş su
1 çay brd zeytinyağ

üzeri için:
2 kabak
3 diş sarımsak
zeytinyağ
tuz, dereotu kurusu
2 yumurta
1 çay brd süt
1 su brd ufalanmış beyaz peynir
1 çay kş karabiber

hamuru hazırlamak için un ve tuzu bir kaba koyup ortasını havuz gibi açıyoruz. havuza su, zeytinyağ ve yumurtayı koyup hamuru yoğuruyoruz. sonra pie kabımızın tabanına yayıyoruz bütün hamuru. kenarları da yarıya kadar yukarı çıkacak. tabanına çatalla delikler açıp bir kenarda dinlenmeye bırakıyoruz hamuru.

o sırada kabakları hazırlıyoruz. üzerini kazıdığımız kabakları yarım santim eninde halka halka doğruyoruz. gene halka halka kestiğimiz sarımsaklarla zeytinyağında hafif kavuruyoruz. tuzunu da ekliyoruz. 10 dakika kadar pişmesi yeter. en son dereotunu da ekliyoruz. taze varsa taze de kullanabilirsiniz. ben kurusunu koydum. bu bir kenarda ılırken sütlü karışımı hazırlıyoruz.

1 yumurtayı 1 çay kaşığı karabiberle çırpıp üzerine 1 çay brd süt ve 1 su brd beyaz beyniri ekliyoruz. hepsini karıştırıyoruz.

pie kabındaki hamurun üzerine önce kabakları yayıyoruz. sonra sütlü karışımı üzerine döküyoruz. 180 derece fırında yaklaşık 1 saat pişiyor. üzeri kızarmış olarak çıkarıyoruz.

hamur kabarmasın diye deliyoruz ama kiş pişerken sağı solu kabarıyor bazen. hiç önemli değil. dışarı çıkardıktan 3-5 dakika sonra bu kabarıklık iniyor ve üzeri dümdüz oluyor.

Tuesday, May 17, 2011

havuçlu labneli kek




normal kekten farklı olarak üzerini pudra şekerli labne peynir ile kaplıyoruz. bu keki bir yerde yedik. ne havuçlu kek olduğunu, ne de üzerindekinin labne peynir olduğunu kesinlikle anlayamadık. çok değişik bir lezzeti vardı.

kek için:
2 yumurta
1.5 dl toz şeker
1 dl sıvıyağ
2 dl un
1 çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
1/2 çay kaşığı vanilya
3 orta boy havuç
üzeri için:
1 dl pudra şekeri
200 gr sade labne peynir

önce yumurtalar ve toz şekeri mikserle iyice çırpıyoruz. sonra üzerine yağ ve tüm diğer tozları koyuyoruz. en son ince rendelenmiş havuçları da ekleyip gene mikserle karıştırıyoruz. herhangi bir fırın ya da kelepçeli kek kalıbına döküyoruz. 200 derece fırında yarım saat pişiyor. kürdanla keki kontrol edip fırından çıkartıyoruz. kek soğuduktan sonra pudra şekeri ve labne peyniri de mikserle karıştırıp elde ettiğimiz kremayı kekin üzerine sürüyoruz. üzerindeki kremayla kek değil de pasta hissi uyandırıyor.

Monday, May 16, 2011

almost me, you, blue

Almost doing things we used to do
There's a girl here and she's almost you
Almost all the things that your eyes once promised
I see in hers too
Now your eyes are red from crying
Almost blue
Flirting with this disaster became me
It named me as the fool who only aimed to be
Almost blue
It's almost touching it will almost do
There's a part of me that's always true...always
Not all good things come to an end now it is only a chosen few
I've seen such an unhappy couple
ALMOST Me/You/Blue

Thursday, May 12, 2011

fırında kabak tatlısı



çorbasını yaptığımdan beri butternut squash ile kabak tatlısı da denemek aklımdaydı. kendisiyle tanışınca görmüştüm ki bizim balkabağının şekil olarak değişik bir versiyonuydu sadece.

1 kg bal kabağı (butternut squash)
1-1.5 su bardağı toz şeker
üzeri için dövülmüş ceviz, fındık, fıstık, dondurma, vesaire..

kabağı soyup dilimliyoruz. sonra fırın kabının içine yerleştirip şekeri üzerine yayıyoruz. ben 1 bardak şekerle yaptım. tam kıvamında oldu. daha tatlı da alırdı ama. dolayısı ile çok tatlı isteyenler 1.5 bardakla yapabilir. yaklaşık yarım saat şekerle kabaklar öylece bekledi. kabaklar sulanıp şekeri ıslattı. sonra 200 derece fırına koydum ve 45 dakika kadar pişti. işte o aşamada kabağın ne kadar sulandığına inanamadım. çatalla kontrol ettim, kabaklar yumuşamıştı ve sonra fırından çıkarttım. soğuyunca üzerlerine ceviz ve yanında dondurmayla servis yaptım. çok ama çok enfes oldu. kabakları soyma kısmı dışında süper basit bir tatlı bu. arada yapıp yemeli.

Wednesday, May 11, 2011

ton balıklı makarna


hey gidi ton balıklı makarna! külkedisi olarak yeni hayatımda ve mutfakta yerimi almadan önce severek yaptığım, eve gelen arkadaşlarıma da hep ikram ettiğim, artık benim spesiyal yemeğim haline gelmiş bir yemekti bu. buraya geldiğimden beri pabucu dama atıldı. sadece bir kez pişirdim galiba. ama çok güzel yemektir. çok kolaydır.

1/2 paket burgu makarna
1 kutu ton balık
2 kaşık kapari
1 kaşık salça
zeytinyağ
tuz, karabiber

makarnayı haşlıyoruz. başka makarnalarla da olur tabii ama ben burguyu en çok seviyorum. süzgeçte suyu süzülürken biz tencereye biraz zeytinyağ, 1 kaşık salça ve 1 kutu ton balığını boşaltıyoruz. ton balığını küçük kutu koyarsanız az balıklı, büyük kutu koyarsanız da çok balıklı olur. size kalmış. ayrıca ton balığını da bazen yağıyla bazen de yağını süzüp koyardım. salça ve balık çok az kavruluyor. sonra üzerine 2 kaşık kadar kapari ve tuz, karabiber koyuyoruz. makarnayı da tencereye boşaltıp güzelce karıştırıyoruz. işte bu kadar. arada evde varsa domates kurusu ya da kavanozda satılan güneşte kurutulmuş, közlenmiş domateslerden de koyduğum olurdu. o da çok yakışıyor. italyanlar makarnanın yanında yoğurt yememize hayret ediyorlarmış diye duymuştum. bu makarnayı yanında yoğurtla çok severim laf aramızda..

Sunday, May 8, 2011

slipping through my fingers

sometimes I wish that I could freeze the picture
and save it from the funny tricks of time
slipping through my fingers..

Saturday, May 7, 2011

portakallı fıstıklı toplar


yapması süper kolay, çok sevimli minik kurabiyeler bunlar. çayın kahvenin yanında ikram etmek için çok şık.

2 su bardağı tam buğday unu
1 çay bardağı dövülmüş antep fıstığı (iri taneli dövdüm)
2 portakal kabuğu rendesi (rendenin kalın tarafıyla rendeledim)
1 çay bardağı bal
5 yemek kaşığı tereyağ ya da margarin

tüm malzemeyi bir kaba koyup yoğuruyoruz. yağ ve un birbirine karıştıkça hamur kıvamını almaya başlıyor. çok katı olursa hafif sıvı yağ ya da cıvık olursa da un ekleyebilirsiniz. tüm kurabiye hamurlarında bu iş böyle zaten. hamurdan kirazdan biraz büyük parçalar koparıp avucumuzda yuvarlayıp bir tepsiye diziyoruz. 170 derece fırında yarım saatte pişiyor. üzerinde fıstıklar ve portakal kabuklarıyla çok güzel görünüyor, mis gibi de kokuyor.

Thursday, May 5, 2011

la fille sur le pont

I'm going to tell you a story.
long ago, I lived on the even side of a street, at number 22.
I gazed at the houses across the street,
thinking the people were happier...
their rooms were sunnier...
their parties more fun.
but in fact their rooms were darker and smaller.
and they, too, gazed across the street.
because...
we always think that luck is what we don't have.


Monday, May 2, 2011

zeytinli çörek


3 yumurta (birinin sarısı ayrılacak)
1 bardak yoğurt
1 bardak sıvı yağ (zeytinyağ ve ayçicek yağ karıştırdım)
1 bardak doğranmış zeytin (çekirdeklerini çıkarırken parçalara bölünüyor zaten)
nane, dereotu
1 paket kabartma tozu
tuz, un

önce yumurtaları karıştırıp sonra yoğurt, yağ ve zeytinleri ekliyoruz. nane ve dereotunun evde tazesi olmadığı için 2'şer tatlı kaşığı kurusunu koydum. 2 çorba kaşığı tuz da koyup bunları bir güzel karıştırdım. sonra kabartma tozu ve un ekleyip yoğurmaya başladım. oldukça yumuşak bir hamur oldu. avuç içi kadar parçaları yağladığım tepsiye dizdim. üzerlerine de ayırdığım yumurta sarısını sürdüm. 200 derece fırında yaklaşık 45 dakika pişti. içleri yumuşak, dışları gevrek, çok güzel oldular.

her yaptığım şeye de çok güzel oldu diyorum. di mi? :)