Monday, April 29, 2013

hamur kızartma


burda börek çörek yokluğu çektiğimden midir nedir, canım bazen bu tür hamur işi istiyor. hem de fena halde. birkaç kez denemiştim, güzel olmamıştı. sonunda doğru tarifi buldum sanırım. bu sefer oldu.

1 yumurta
1 çorba kaşığı yoğurt
1 çay bardağı ılık su
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı instant maya
1/2 çay kaşığı kabartma tozu
un, sıvı yağ

bir kaba yumurta, yoğurt, tuz ve suyu koyup bir çatalla çırpıyoruz. üzerine bir su bardağı un, maya ve kabartma tozunu da koyup yoğurmaya başlıyoruz. henüz oldukça cıvık oluyor ama zaten kuru bir hamur olmayacak. kaşık kaşık un koyup yoğurmaya devam edin. ben 4 kaşık daha koydum sanırım. ele yapışır halde hamuru bırakıyoruz. üzerini örtüp evin içinde ılık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakıyoruz.

hamuru kızartacağımız tavaya sıvı yağı koyup kızdırıyoruz. hamurdan avuç içi kadar parçalar kopartıp elimizde yuvarlayıp sonra da bastırıp kızgın yağa koyuyoruz. hamur elimize yapışmasın diye bir kaseye koyduğumuz 1-2 kaşık sıvı yağa arada elinizi batırabilirsiniz. hamurların önünü arkasını kızartıyoruz. yağ çok sıcak olduğu için hemen kızarıyor. hızlı hareket etmek gerekiyor. kızarmış hamurları kağıt havlu koyduğumuz bir tabağa alıyoruz. ister sıcak ister soğuk yiyoruz. çok lezzetli oluyor.

Saturday, April 27, 2013

toyko çorbası


bu çorbayı annem ve annanemden başka yapan kimse bilmiyorum. içip de bayılmayanı da görmedim. herkesin yorumu da şudur: aynı işkembe çorbası!

1 tavuk göğüs
1 büyük su bardağı yoğurt
1 yumurta
2 çorba kaşığı un
4-5 diş sarımsak
1/2 çorba kaşığı tereyağ
tuz

tavuk göğüsü haşlıyoruz. tencereden alıp minik minik didikliyoruz. tavuğun suyunu atmıyoruz tabii. tavukları suya geri koyup gerekiyorsa su da ekliyoruz. büyükçe bir tavuk göğüse bu ölçülerle 1.5-2 lt su koyabilirsiniz. başka bir kapta ezdiğimiz sarımsaklarla yoğurdu bol sarımsaklı yoğurt haline getiriyoruz. içine un ve yumurtayı da koyup güzelce çırpıyoruz. suyumuz kaynayınca yoğurtlu karışımla terbiyesini yapıyoruz. yani sıcak sudan azar azar alıp yoğurtla karıştırıyoruz. yoğurtlu karışım epey sulanıp ısınınca bunu tencereye boşaltıp karıştırarak 3-5 dakika daha pişiriyoruz. bu arada tuz ve tereyağ da ekliyoruz.

çok lezzetli bir çorbadır bu ve gerçekten de işkembe çorbasını andırır.

Monday, April 22, 2013

smörgåstårta


türkçesi sandviç turta, ingilizcesi sandwich cake. eşi isveç'li bir arkadaşımızda yemiştik. tarif aldım ve sonra ben de yapar oldum. çok severek yiyoruz. içi yağlı, mayonezli, balıklı, ekmekli, yani sağlıklı beslenelimcilerin şimşeklerini fena halde çekecek birşey ama ne yapalım. burda öyle her istediğimizi zaten yiyemiyoruz. bari arasıra da olsa istediğimiz şeyleri yiyelim.

1 paket polar kaka
1 kutu ton balık
1 kutu sardalya (makrill)
1 küçük kutu cottage cheese (keso)
kahvaltılık margarin, mayonez
1 adet pırasa
domates

kaka'nın isveççe kek/pasta demek olduğunu söylemekle başlamak lazım sanırım işe :)

polar kaka'nın paketinden ikiye katlanmış şekilde 3 adet pide gibi bir ekmek çıkıyor. ilkini açıp düz bir servis tabağına koyuyoruz. üzerine önce yağ ve sonra da mayonez sürüyoruz. ikinci ekmeği ilkinin üzerine koyup gene hem yağ hem de mayonezle kaplıyoruz üzerini. mayonezi de aynen yağ gibi ince bir tabaka sürüyoruz tabii. bu arada balıkları ve peyniri bir kapta birbirine karıştırıyoruz ve bu karışımı ikinci katın üzerine komple boşaltıp yayıyoruz. üçüncü kat ekmeği de koyup gene yağ ve mayonez sürüyoruz.

yıkadığımız pırasanın sadece beyaz kısmını 3-4 mm eninde halka halka kesiyoruz. sonra bu halkaları katlarına ayırıyoruz. turtanın en üstünün kenarlarına domates dizip üzerini de komple pırasa halkaları ile kaplıyoruz. aynen kek ya da turta gibi dilimleyip servis yapıyoruz.

isveçliler pırasa ile birlikte karides de koyuyorlar üzerine. karidesi üzerine koymayıp yanında da ikram edebilirsiniz.

üzerinin süslemelerini yapmadan buzdolabında bir gece bekletip servisi ertesi gün yapılıyor aslında ama ben yapıp bikaç saat sonra ikram ediyorum. dolapta kalanları ertesi gün de yiyoruz.

Wednesday, April 17, 2013

blueberry cheesecake



güzel bir cheesecake tarifi buldum. haftalardır yapmak isteyip bir türlü yapamamıştım. sonunda doğum günü pastam oldu :)

hemen öyle 1 saatte pişirip bir kenara koyabileceğiniz bir kek/pasta değil cheesecake. biraz uğraştırıcı gibi görünse de aslında basit. yalnızca vakit alıyor.

tüm malzemeler oda sıcaklığında olmalı. kolları sıvamadan 1 saat önce malzemeleri dolaptan çıkartmamız lazım.

kelepçeli kek kalıbıyla yapıyoruz ve kalıbın alt ve yanlarını alüminyum folyo ile kaplıyoruz. böylece kekin yanlarının yanmasını ve üzerinin çatlamasını önlüyoruz.

burda hem donmuş hem de taze meyve olarak satılıyor blueberry. ben tazesiyle yaptım. başka meyvelerle de yapılabilir.

bisküvili taban:
1 paket yulaflı bisküvi
60 gr tereyağ

yulaflı bisküviyi mutfak robotundan geçirip un haline getiriyoruz. erimiş ve soğumuş tereyağını üzerine döküp karıştırıyoruz. bu yağlı karışımı kelepçeli kek kalıbın tabanına döküyoruz. bir kaşık ya da bardak altı yardımıyla bastırarak iyice sıkıştırıp düzeltiyoruz.

peynirli kısım:
2 paket krem peynir
1 su bardağı toz şeker
3 yumurta
3 çay kaşığı vanilya
1 limon kabuğu rendesi

krem peynirlerin kenarında birikmiş su varsa onları karışımı sulandırmaması için süzüyoruz. önce krem peynir, şeker ve vanilyayı derin bir kapta mikserle en düşük devirde çırpıyoruz. çok çırpmaya gerek yok. homojen olması yeterli. üzerine yumurtaları teker teker kırıp her seferinde çırpıyoruz.

en son limon kabuğu rendesini koyup şöyle bir karıştırıyoruz. peynirli karışımı bisküvili tabanın üzerine döküyoruz. kalıbı kenarlarından tutup tabanını tezgaha birkaç kere vurarak hava kabarcıklarını çıkartıyoruz.

kalıbı 180 derece ısıtılmış fırına koyuyoruz. ara ara kontrol ediyoruz. elimizle kenarından tutup salladığımızda kenarları katılaşmışsa pişmiş demektir. orta kısım kenarlara göre daha az katılaşmış gibi görünebilir ama önemli değil. fırını kapatıp, kapağını aralık bırakarak cheesecake'i 1 saat kadar içinde tutuyoruz. sonra dışarı çıkartıp oda sıcaklığında soğutuyoruz.

meyveli kısım:
1 su bardağı blueberry
4 çorba kaşığı toz şeker
1 çay bardağı su
1 tatlı kaşığı nişasta
1 tatlı kaşığı limon suyu

meyve, su ve şekeri büyükçe bir cezve ya da benzer bir kapta ara ara karıştırarak pişiriyoruz. meyveler yumuşamaya yakın az bir suyla erittiğimiz nişastayı ekliyoruz. karıştırarak 2-3 dakika daha pişirip limon suyunu ekleyip ocaktan alıyoruz. 2-3 dakika daha karıştırıp soğumaya bırakıyoruz.

bu arada cheesecake iyice soğumuş oluyor. kelepçeli kalıbın yanlarını açıyoruz. peynirli kısmın sadece en üstü yanlardan kalıba tutunmuş olabilir. pat diye açarsanız kek sağdan soldan çatlayabilir. tavsiyem kenarlarını plastik bir bıçak ya da spatula ile boydan boya kontrol etmeniz.

kalıptan çıkarttığımız cheesecake'in üzerine soğumuş olan blueberry peltesini döküyoruz. kekimizi buzdolabına kaldırıyoruz. cheesecake bekledikçe güzelleşiyor. ertesi gün yenmesi tavsiye ediliyor ama bizim gibi birkaç saat sonra yemeye başlayabilirsiniz.

happy birthday to me :)





Sunday, April 14, 2013

limonata


ev yapımı limonata diye birşey var antin kuntin kafelerin menülerinde. sanki çok zor, enteresan birşey. deli saçması fiyatı var bu ev yapımı limonataların.

buyrun bu tarifi deneyin. iddia ediyorum, hiçbir cihangir kafesinde limonata daha güzel değil :)

4 limon
1 su bardağı şeker

limonlar kocaman limonlardı. öncelikle onu söyleyeyim. limonları yıkayıp kurumalarını bekledim. kabukları nemli olursa rahat rendelenmiyor.

3 limonun kabuklarını derin bir kabın içine rendenin kalın tarafıyla bir güzel rendeliyoruz. bütün sarı kısımları alıyoruz. sonra bu limonları yemeklik soğan doğrar gibi (tabii daha büyük) kare kare doğruyoruz. rendelediğimiz kabukların üzerine koyuyoruz. 1 bardak şekeri de boşaltıp hepsini mıncıklıyoruz. elime tek seferlik eldivenlerden geçirip yaptım bu işi. bütün limon parçaları tüm suyunu çıkarana kadar, baya köfte yoğurur gibi hareketler yaptım.

4. limonu ikiye kesip limon sıkacağı ile suyunu sıkıyoruz ve bunu da kabımıza boşaltıyoruz. sonra bir sürahinin üzerine tel süzgeçi koyup bir kaşıkla bastırarak bu karışımı süzgeçten geçiriyoruz. kalan posaları tekrar ilk kaba koyup üzerlerine 2 bardak su ekleyip bir kez daha süzgeçten geçirdim. çünkü hala limonlu ve şekerliydi posa.

bu aşamada nane olayı mevcut. isterseniz bir avuç naneyi bir havanda hafif ezerek limonataya katabilirsiniz. ve tabii süslemek için de içine nane yaprakları koyabilirsiniz.

bu işlemlerin sonunda oldukça konsantre bir limonata oluyor sürahide. tadına bakarak 1-2 bardak daha su ekledim. sürahiyi dolaba kaldırdım. dolabı açtığımda enfes bir koku kaplamıştı içeriyi.

enfes limonatanın, enfes kokusu :)

Thursday, April 11, 2013

bozburun

datça'dan gittik geçen yaz bozburun'a. önce pek birşey anlamadık. güzel yer, hoş yer de tekrar gelinecek yer değil dedik. sen misin büyük konuşan. bozburun sayıklar olduk. bozburun özler olduk. sonra anladık, biz yıllardır her yaz buraya geliriz diyenleri, bozburun sevdalılarını..


Wednesday, April 10, 2013

çilekli beze turtası


jordgubbstårta på maräng. öyle diyor isveçliler..

böyle de tatlı mı olurmuş demeyin. beze seviyorsanız, çilek seviyorsanız, her zaman değilse de arada bir çileği krem şantiye batırıp yiyorsanız, bu fantastik bir tatlı sizin için :)

beze yapılışı çok zor birşey değil aslında. ama ben hiç denemediğim için kes-yapıştır bir tarif koymak istemedim buraya. bu tarz meyveli, kremalı tatlılar yapmak üzere hazır beze aldım.


1 küçük kutu kremanın yarısına 4 tatlı kaşığı vanilya ekleyip mikserle bir güzel çırptım ve koyu bir krem şanti oldu. bunu bezenin birinci katına yaydım. üzerine de halka halka kestiğim çilekleri dizdim. ikinci kat bezeyi koydum. kremanın kalanını bu sefer vanilyasız çırpıp bezenin üzerine ve turtanın tüm kenarlarına da sürdüm. ve en üste de gene çilek dizdim.

hemen değil de biraz bekleyip yerseniz beze krema ile yumuşuyor ve katır kutur birşey olmaktan çıkıyor. tatlımız da turta formuna ulaşıyor.

kuzeyde henüz buzlar erimedi. hava da çok ısınmadı. fakat marketlerde çilek görünmeye başladı. inanıyoruz, önce bahar, sonra da yaz gelecek :)

Monday, April 1, 2013

mercimek köftesi


1 su bardağı kırmızı mercimek
1 su bardağı ince bulgur
1 soğan
1 çorba kaşığı salça
taze soğan, maydanoz
1/2 limon suyu
zeytinyağ
tuz, karabiber, kimyon, sumak

mercimeği yıkayıp 3.5 su bardağı su ile kaynatıyoruz. mercimekler iyice yumuşuyor, pişiyor. içine bulguru da katıp ocakta şöyle bir karıştırıp ateşten alıyoruz. kapağı kapalı bir şekilde bulgurlar yumuşasın diye bekliyor.

bu esnada soğanı ince ince doğruyoruz. burda uyarmak isterim ki benim gibi dalıp yemeklik doğrarsanız mercimek köftesi için biraz büyük oluyorlar. bence ince doğransa daha iyi. tavaya bol zeytinyağı koyup soğanları pembeleştiriyoruz. salçayı da ekleyip biraz kavurup ocaktan alıyoruz.

bulgurlar da yumuşadıysa soğanları tencereye ekliyoruz. tahta ya da plastik bir kaşık yardımıyla iyice karıştırıyoruz. tüm baharatları da koyup karıştırmaya devam ediyoruz. arada tadına bakıp tuzu, karabiberi az geldiyse ekleyebilirsiniz. kimyon ve sumak çok yakışıyor mercimek köftesine. ikisini de korkmadan ama dikkatlice ekleyebilirsiniz.

en son limon suyu, soğan ve maydanozları da ekleyip şöyle bir karıştırıyoruz. mercimek köftesi hazır oluyor. henüz sıcak olduğu için biraz cıvık olabilir. soğuyunca şekil verebilirsiniz. fakat ben bir cam kaseye koyup servis yaptım. kaşık kaşık aldık tabaklarımıza. gayet güzel oldu bence.

bir de maydanoz ve bildiğimiz yeşil soğan yerine ince ince çim soğanlardan kullandım sadece. iyi oldu. çünkü dürüst olmak gerekirse ben mercimek köftesini sadece maydanozla severim. ama soğansız olmaz der çoğunluk. bu ikisinin ortası gibi oldu :)