Tuesday, August 9, 2011

haşlanmış mısır


eski mısırların tadı da kokusu da yok artık sanki ama gene de haşlanmış mısır güzel birşeydir. biz çocukken sokaktaki mısırcıdan aldığımız mısırları yer, sonra da koçanından suyunu emerdik. annelerin pek sevdiği bir hareket değildi bu. biraz tereddütlü yapardım ben bu işi ama gene de yapardım.

mısırları kabuklarından ve püsküllerinden arındırıp, yıkayıp ikiye böldüm. sonra üzerlerini epey aşacak kadar su ile kaynattım. düdüklü tencerem olsaydı daha çabuk olurdu tabii. bu mısırlar bikaç saat kaynadı. kaç saat olduğunun da farkında değilim. arada çatalla baktım. birini çıkartıp dışarda hafif soğutup bir kaç tane yedim. öylece piştiğine karar verdim. mısırlar yenecek sıcaklığa geldiğinde ilk etap üzerlerine hafif tereyağ sürüp, tuzlayıp öyle yedim. bu hali çok enfes oldu. kalanlarıysa buzdolabında saklayıp soğuk bir şekilde bir iki gün boyunca yedim.

mısırın faydalarını bulup okudum. içinde bolca c vitamini, b vitamini ve folik asit olduğunu bilmiyordum mesela. ayrıca lifli bir besin olduğu için mide ve bağırsaklara çok faydalı tabii. üşenmeyip evde haşlayıp yemek lazım. ama gene de ah ettim, türkiye'deki ilk yaz tatilimizde sokak mısırcısından mısır alıp alıp yiycem. onun tadı başka..

1 comment:

  1. ama vitaminin cogu suyuna gider bence? suda cozunen vitaminler hep suya karisiyor. bir de misir dunyada en fazla genetigi degistirilmis (GDO'lu) urunlerden (soya ve seker gibi) o yuzden organik almakta fayda var. ukalaligimi yapar iyi gunler dilerim. canim da cekti hani sut misir :)

    ReplyDelete