Friday, November 12, 2010

40 tas has kayisi hosafi

15 gundur annem burdaydi. onun gidisiyle sudan cikmis baliga dondum. oncelikle mutfaktaki kul kedisi rolume tekrar burunmem gerekti. sunu anladim ki mutfak hakimiyeti cilginca bir kontrol isi. bir evin yemeksiz kalmamasi icin o evde surekli yemek planlaniyor, pisiriliyor ve bir yandan da surekli yemek alisverisi yapiliyor olmasi gerekiyor. annemin bunlari hic ara vermeden yaptigini gordum. ayrica gordum ki mutfagin efendisi sadece mutfagi, yemekleri degil ev halkini da hakimiyeti altina alabilen kisidir. yemekleri pisirmek yetmiyor. bir de ev halkini yemek yeme konusunda kontrol altinda tutmak gerekiyor. gunde 3 ogun sofraya oturulmasini , sonra pisen yemeklerin kronolojik sirayla yenmesini saglamak bu hakimiyetin olmazsa olmazlari. mesela evde 2 gun once pismis patates yemegi varken bu aksam bir baska sey yapar da yerseniz, yarin patates yemeginin yenmesi icin ekstra caba harcamaniz gerekir. gecen gun aldiginiz 4 adet mandalinden birini curudugu icin cope attiysaniz kalan 3 mandalinin akibetinden ve sonrasinda girebileceginiz ruh halinden endiselenirsiniz. mutfagin efendisinin yeterince guclu ve hizli olmadigi bir mutfakta patatesler ve mandalinler boyle sahipsiz kalir iste.

buzdolabinin giris cikislarinin kontrolu de gene basli basina bir is. sut ne zaman acilmisti, kac gun omru kaldi, sebzelikteki havuclarin, limonlarin ortalama omru, peynirin durumu gibi sorunsallar gene mutfagin efendisinindir. insan patronunu bile ertesi gunu beklemeye ikna edebilir ama gel de uzeri ciceklenmis brokoliyi bir onceki gune geri donmesi icin ikna et. olmuyor sayin okuyucular. inanin olmuyor. bir sure once boyle bir durum karsisinda hicbir sey yokmus gibi davranmayi denedim. brokolileri buharda hasladim. hatta oncesinde ciceklerini de mumkun oldugunca ayiklamistim. evde kalan son zeytinyagi damlaciklarini ve yarim limonu da bu salatanin susu icin kullandim. ancak ev halkinin gozunu bu suslerle boyayamadim. tum cabama ragmen brokoli salatasi yenmedi. hatta benim de yememem yonunde eylemlerle karsilastim. dolayisi ile brokoli ve beraberinde ugraslarim da gene arkamizdan agladilar.

bugun annemden bir mektup aldik. sonunda da kayisi hosafi tarifi vardi. sanirim biraktigi kuru kayisilarin sonundan endise etmisti :)

annemin gidisiyle beni hayrete dusuren bir baska gercek de yillar ve yillardir birlikte ne kadar az vakit gecirdigimizi farketmem oldu. o gidince cok uzuldum once ama sonra da aslinda ona kavustugumu anlayip mutlu oldum. tamamen kendime ayirmis oldugum hayatimdaki kosturmacada bunu yasama olasiligim yoktu sanirim. durmak istedigim zamanlar olmustu sanki ama kovalayanlar vardi herhalde. aksi takdirde insanin deli olmasi lazim, hayatini bitis noktasina kosar adim ulasmasi gereken bir yaris olarak gormesi icin. ya da hayati biraz olsun ve zaman zaman baska turlu goremiyor olmasi icin. gene de dusunmuyor degilim simdi. sonunda bir yere varacak miydim acaba?

adriano celentano diyor ki; il tempo se ne va.
yani; oyle bir gecer zaman ki...

3 comments:

  1. kayisi hosafi tarifi bize de lazim eylulde turkiyeden getirdigim kuru kayisilar hala duruyor. peki hosafin omru ne kadar? kuru kayisi olarak daha uzun saklayamaz miyiz?
    dedigin seyleri cok iyi anliyorum, bizde de yasaniyor, surekli mutfagin ipinin ucu kacik durumda.

    ReplyDelete
  2. hepsini birden yapma tabii. kuru kayisinin raf omru hosafin buzdolabi omrunden daha uzun. 15 tane filan kayisiyi yikayip tencereye koy ve uzerini 3 parmak filan asacak kadar su da koyup ocakta kaynat. cok az seker de koyabilirsin ama hic sekersiz yaptim ben. kayisilar cok tatli zaten. suyu az tatli olunca birbirini dengeliyor. icine 2-3 tane de karanfil at varsa. hafif ve guzel bir tatli oluyor kayisi hosafi. hem de bagirsaklara cok faydali..bu fonksiyon icin ılıkken icmeni tavsiye ederim..

    ReplyDelete
  3. ay kolaymis hemen yapayim, hem de sekersiz, cok tuttum. Ben cok seker konur saniyordum.

    ReplyDelete